İtirazın iptali davalarında hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi halinde İİK 50.maddesi de gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği, zira yetkili icra dairesinde takip yapılmasının itirazın iptali davasının açılabilmesinin koşullarından biri olduğu, dava koşullarının mahkemece davanın her safhasında re’sen gözetilmesi gerekeceği-
İcra takibinin dayanağını oluşturan faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu,ancak her iki taraf defterlerinin de kanunen aranan usullere uygun tutulmadığının dosya kapsamı ile belirgin olması halinde, malların davalıya tesliminin kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiş olması gerekeceği-
İİK'nun m.258/1 hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin "alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması" yeterli olup, mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değil, yaklaşık ispat kuralı gözetilerek ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davalı “altın satışlarının peşin yapıldığını ve davacıdan almış olduğu altının parasını peşin ödediğini” savunmuştur. Peşin satışta “mal ve satış bedelinin aynı anda verildiğine” dair yasal karine mevcuttur. Altın satışlarında bu karinenin aksine bir adet ya da teamül bulunmadığı dosyaya sunulan Kuyumcular Odası’nın cevabi yazısı ile sabittir. Bu durumda mahkemece somut olay bakımından ispat külfetinin, yasal karinenin aksini iddia eden davacıda olduğu gözetilmeden, ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının bozmayı gerektireceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; davacının faturalara dayalı alacak iddiasına karşılık davalı, ödeme iddiasında bulunmuş ise de, bunu yazılı delille kanıtlayamadığından, davanın kabul edilmesinde kanuna aykırı bir yön bulunmadığı-
Davalıya kargo ile teslim edildiği kabul edilen bir kısım malzemenin bedeline de hükmedilmiş olmasına karşın kargo paketleri içinde dava konusu malzemelerin bulunduğuna dair bilgi ve belgeye rastlanılmadığından davalı tarafça sunulan cari hesap belgesinde davalının borçlu olduğu saptanan miktara hükmedilmekle yetinilmesi gerektiği-
Mahkemece yapılan yargılama sonunda “İİK.’nun 50. maddesinin yollamasıyla HMK. ‘nun 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme olarak davalının ikametgâh mahkemesi ve icra dairelerinin yetkili olduğundan İzmir icra dairelerinin takipte yetkisiz olduğu” gerekçesiyle “yetkili icra dairesinde yapılmış icra takibi bulunmadığından davanın reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Borçlunun, alacaklı tarafından takip konusu borcun aslının ödendiği ancak borcun ferilerinin ödenmesi gerektiği yönündeki talebi karşısında, artık takip dayanağı belgenin İİK.nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerden olup olmamasının bir öneminin olmadığı-
Birden fazla borcu bulunan borçlunun, ödeme zamanında bu borçlardan hangisini tediye etmek istediğini alacaklıya beyan etme hakkına sahip olduğu- Geçerli bir beyan vaki olmadığı yahut makbuzda ödemenin hangi borca mahsup edileceği gösterilmediği takdirde, tediyenin (ödemenin) muaccel olan borca mahsup edileceği, birden çok borç muaccel ise tediyenin, borçlu aleyhinde birinci olarak takip edilen borca mahsup edileceği, icra takibi yapılmamış ise tediyenin, vadesi daha önce gelmiş olan borca mahsup edileceği- Taraflar arasında bir borç ilişkisi bulunduğu ve borçlunun daha evvel bir kısım ödemeler yaptığı, takibin fatura tutarının bir kısmına dayandırılarak yapıldığı anlaşılmakla, bu tutarın dışındaki alacağın tahsil edildiğinin alacaklının da kabulünde olduğu- "Taraflar arasında bir açık hesap ilişkisi bulunduğu, bu itibarla takip öncesinde yapılan kısmi ödemelerin alacaklı yanca hangi borca mahsup edilmesi istenmişse bu iradeye üstünlük tanınması ve ödemelerin birden çok borcun vadelerine göre sıralanmasının gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Mahkemece davacının itirazda bulunduğu 01198, 01377, 01319 ve 00830 kayıt nolu ödemelere ilişkin ilgili bankaya yazı yazılmış ise de, bankaca yazıya açıklayıcı bir cevap verilmediği, mahkemece, söz konusu ödemelerin kim tarafından yapıldığı, dava konusu faturaya ilişkin yapılıp yapılmadığı incelenmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.