Fesih davasının, fesih sebebinin öğrenilmesinden itibaren altı ay içinde açılması gerekeceği–
Davacı-davalı (koca) nın, eşini sevmediğini söylediği ve evlilik birliğine ilişkin yasal yükümlülüklerini yerine getirmediği, davalı-davacı (kadın)' dan kaynaklanan evlilik birliğini temelinden sarsacak nitelikte maddi bir olayın varlığı kanıtlanamadığı, koca tamamen kusurlu olduğundan, dava açmakta haklı olmayıp davanın reddi gerektiği; kadının davasının kabulünün gerektiği-
Davacı asil yerine vekillikten istifa eden vekile tebligat yapılmasının isabetsiz olduğu-
Dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olup, bu itibarla boşanma davasının reddedilmesi gerektiği- Kocanın boşanmaya sebebiyet veren olaylarda bir kusurunun varlığı kanıtlanamadığından; kadın yararına manevi tazminata hükmolunmasının hatalı olduğu-
Boşanma
Boşanmaya sebep olan olaylarda, eşlerin kusuru söz konusu ise ''boşanma'' ve ''karşı boşanma'' davalarının her ikisinin de kabul edileceği-
2. HD. 30.06.2020 T. E: 631, K: 3444-
Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp, daha fazla kusurlu bulunan tarafın da dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesinin kaçınılmaz olduğu- Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti de tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamayacağı, az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılması gerektiği-
Davalı kocanın; kadının ayrı yaşadıkları sırada hamile kaldığını iddia ederek çocuğun babası olduğundan şüpheye düştüğü, kadını çocuğun kendisinden olmadığını söylemek suretiyle rencide ettiği ve kadını terk ettiği anlaşıldığından taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olup olayların akışı karşısında davacının dava açmakta haklı olduğundan davanın kabulü gerektiği-
Evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek ölçüde temelinden sarsıldığının anlaşılması halinde boşanma kararı verilmelidir; yoksa inandırıcı olmayan yetersiz tanık beyanlarına istinat edilerek boşanma kararı verilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.