Taraflar arasındaki evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davasında mahkemece, davalı kadının eylemlerinin hastalıktan kaynaklanan iradi olmayan eylemler olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmişse de, adli tıp raporundan davalı-davacı kadının fiil ehliyetini etkileyecek herhangi bir akıl hastalığı olmadığı, vesayet altına alınmasına gerek olmadığından, davacı-karşı davalı erkeğin evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma davasında kusur değerlendirmesi yapılarak bir karar verilmesi gerektiği-
Kadının gerçekte hamile olmadığı halde, hamile olduğunu söyleyerek eşine yalan söylediği, bu şekilde güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kocanın da eşine bağımsız konut temin etmediği, annesinin müdahalelerine sessiz kaldığı anlaşıldığından kadının boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Eşlerden birinin diğerinin aşağılamasının ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik sayılacağı ve boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlığın, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına göre davacı kadın eş yararına Türk Medeni Kanunu’nun 175 inci maddesinde yer alan yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı, burada varılacak sonuca göre davacı kadın eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden, boşanma isteğinin reddi gerekeceği- Boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceği (TMK. mad. 174/2)-
Davacının "altın set" isteği bulunmadığı halde, istek dışına çıkılarak bir adet 22 ayar setin de hüküm altına alınmasının doğru olmadığı-
Davalı kocanın, davacı kadının boşanma davasına yönelik itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir hukuki yarar kalmamış ve Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları oluştuğundan boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-
Karşılıklı Boşanma
Ziynetlerin bir kısmının davacı-davalı koca yanında olduğunun, bir kısmının ise satıldığının davacı-davalı koca tarafından kabul edildiğinin dosya kapsamı ile sabit olduğu, öte yandan davalı-davacı kadının son olayda şiddet gördüğünün ve tarafların bu olay üzerine ayrıldıklarının anlaşıldığı, o halde mahkemece dava konusu ziynetlerin dava tarihi itibarıyla değerinin tespiti için hüküm vermeye uygun şekilde yeniden bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre davanın tamamen kabulünün gerekeceği-
Cinsel ilişkiyi sağlayamayan kocanın, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tamamen kusurlu olduğu anlaşıldığından, davacı (kadın)ın maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulü gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.