2. HD. 09.12.2024 T. E: 2852, K: 9701
Toplanan delillerden, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda; eşine hakaret edip, aşağılayan, aile mahremiyetine ilişkin olayları başkalarına anlatan, birlik görevlerini ihmal eden, eşinin ilk evliliğinden olma çocuklarının müşterek eve gelmesini istemeyen davalı-davacı kocanın tam kusurlu olduğu anlaşıldığından bu durum karşısında davacı-davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmemesinin isabetsiz olup bozmayı gerektireceği-
Davacı kadının boşanma davasından feragat etmesinden sonra tarafların evlilik birliğini devam ettirmek amacıyla yeniden bir araya gelmeleri ve bir süre daha evlilik birliğinin sürdüğünün anlaşılması karşısında tarafların bu tarihten önce gerçekleşen ve kendilerine yüklenebilecek kusurlu davranışları da karşılıklı olarak affettiklerinin, en azından hoşgörü ile karşıladıklarının kabulü gerekeceği, affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olayların boşanma davasında taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği-
Dava dilekçesinde iddiaların ileri sürülüş biçimi itibariyle davacı, TMK. mad. 185/3 fıkrasında belirtilen "sadakat yükümlülüğüne" aykırı davranmaktan dolayı, kişilik haklarının saldırıya uğradığı iddiasıyla davalı eşinden manevi tazminat isteminde bulunmuş olduğundan, davanın yasal dayanağının, bu hâliyle dava aile hukukundan kaynaklandığı ve davaya bakmakla aile mahkemesinin görevli olduğu- "Davanın hukuki dayanağının Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümleri olduğu, boşanmaya sebep olan olay nedeniyle kişilik hakları zedelenen tarafın manevi tazminatı boşanma davasıyla birlikte isteyebileceği gibi, boşanmaya bağlı olmaksızın 'hakların yarışması' çerçevesinde genel hükümlere dayanarak da isteyebileceği, bir kişinin sorumluluğu birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa, hâkimin zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim imkânı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar vereceği, somut davada davacının manevi tazminat talebi boşanmadan bağımsız olarak haksız fiile ilişkin hükümlerden kaynaklandığından asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu, bu nedenle direnme kararının bozulması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
2. HD. 10.04.2017 T. E: 2015/26296, K: 4109-
Boşanmaya sebep veren olaylarda kadın ağır kusurlu olduğundan yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerektiği- Boşanmaya sebep olan olaylarda kadın ağır kusurlu olduğundan ve gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına da saldırı teşkil eder nitelikte olduğundan erkek yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Eşit kusurlu eş yararına maddi tazminata hükmedilemeyeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemi-
Zorunlu trafik sigortacısı tarafından zarar gören dava dışı üçüncü kişiye ödenen tazminatın ehliyetsizlik nedeniyle sigortalısından rücuen tahsili istemi-
Davalı-davacı kadının mirasçıları Türk Medeni Kanununun 181. maddesi uyarınca kusur belirlemesi yönünden davaya devam edeceklerini beyan ettiklerinden, mahkemece yargılamaya devam edilerek boşanma davaları konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve Türk Medeni Kanununun 181. maddesi uyarınca kusur belirlemesine karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.