8. HD. 26.06.2018 T. E: 2016/5440, K: 14364-
Miras bırakan tarafından «kendi adına ancak belirli sürede hayatta kalması halinde kendisi, ölmesi halinde çocukları lehine yaptırdığı» si-gortanın «üçüncü kişi lehine hayat sigortası» niteliğinde olmayıp, «ölüm koşuluna bağlı lehtar çocuklara yapılan teberru» niteliğinde olduğu, vasiyet hükmünde bulunduğu, satın alma kıymetleri nisbetinde tenkise tâbi olduğu -
Mirasın reddinin iptali istenmesine ilişkin açılan davada, malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçının alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddetmesi durumunda alacaklıları veya iflas idaresi kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak 6 ay içinde reddin iptali hakkında dava açabileceğinden(TMK. mad. 617),  davalı tarafından mirasın 09.10.2013 tarihinde reddedildiği ve eldeki davanın maddede belirtilen altı aylık süre geçmeden 10.02.2014 tarihinde açıldığı anlaşıldığı- Süresinde açılan dava incelenerek esası hakkında karar verilmesi gerektiği- 
Mirasbırakanın bekar ve çocuksuz olarak öldüğü gözönüne alındığında, mirasbırakanın en yakın yasal mirasçıları tarafından mirasın reddedildmesi nedeniyle, mirasbırakanın terekesinin TMK'nun 612/1. maddesi uyarınca iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesi, tasfiye sonunda arta kalan değer varsa bunun mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilmesi (TMK.m.612/2) gerekeceği-
Mirasçıların başvuruları üzerine, icra mahkemesince borçlulara İİK. mad. 68/3 uyarınca mirasın hükmen reddedilmiş olduğunun tesbiti amacıyla mahkemede dava açmaları ve ilam getirmeleri için uygun bir süre verilmesi ve bu hususun bekletici mesele yapılması gerektiği-
Terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkim davanın alacaklılara yöneltilmesi, borç miktarı da belirlenerek görev hususunun düşünülmesi sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacı kadın tanıklarından A.K.’nun dinlenmesinden açıkça vazgeçmediği ve mahkemece de bu tanığın dinlenmesi için davacıya kesin süre verilmediği halde, eksik incelemeyle davanın kabul edilip boşanma ve fer’ilerine hükmedilmesinin hukuki dinlenilme hakkını (HMK.Md.27) zedeleyen önemli bir usul hatası olduğu-
Mirası reddeden mirasçı yönünden mirasın, kendileri sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçeceği nazara alınarak, mirası reddedenin hak sahiplerinin tespiti ile onların da davaya dahil edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mirasbırakan hakkında alınan ihtiyati haciz kararına dayanılarak, ihtiyati haciz kararını vermiş olan mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinde, mirası red süresi içinde de, mirasçılar hakkında icra takibi yapılabileceği-
Mirasçı kesin şekilde mirasa sahip çıkacak davranışlar içine girip tasarrufta bulunduktan sonra, hükmen ret talebinde bulunamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.