Binadaki başka şahıslara ait muhtelif bağımsız bölümlerin aboneliklerinin alınması davalılara ait bölümlerin de teslim edildiğini kanıtlamadığı somut olayda davacılara ait bölümlerin aboneliklerinin hangi tarihte ihdas edildiği dahi araştırılmadığından bu itibarla üçüncü kişilerin aboneliklerinin işin teslimi gereken tarihten önce yapıldığından bahisle gecikme tazminatına ilişkin talebin reddinin doğru olmadığı-
İtirazın iptali davası dışında kalan miktarlara yönelik olarak tahsil talepli alacak davası açılmasının ve ayrı bir dava açılıp birleştirme yapılabileceği gibi ıslah ile de talepte bulunulmasının mümkün olduğu-
Kira sözleşmesinde kira bedelinin yabancı para olan EURO olarak ödenmesi kararlaştırıldığından bunun tahsiline yönelik takibe itirazın kaldırılmasına karar verilerek icra inkar tazminatının ise Türk parası cinsinden belirlenmesi gerektiği-
Çek asıllarının bankaya bırakılarak kısmi ödemenin talep edilmesi halinde bankanın ödeme yükümlülüğü bulunacağı-
Kambiyo senetleri sebepten mücerret olup ispat yükümlülüğünün borçlu olmadığını iddia eden davacıya ait olduğu-
HMK m. 341/2 kapsamında direnme kararının verildiği tarihi itibariyle miktar yönünden kesinlik sınırının tespitinde, (m. 362/1-a'nın değil) m. 341/2'nin uygulanması gerektiği- Kanun yolu başvuru sınırlarının, başvurulacak kanun yoluna göre değil kararı veren mahkemeye göre belirlenmesi gerektiği- "Yargıtay bozma ilâmına karşı gerek bölge adliye mahkemesi gerekse kanuni düzenleme gereği ilk derece mahkemesinin vereceği uyma veya direnme direnme kararlarına karşı gidilebilecek olan kanun yolunun temyiz kanun yolu olduğu, kanun yolu başvuru sınırlarının kanun yoluna göre değil de kararı veren mahkemeye göre tespit edilmesi gerektiği görüşünün hukuki bir dayanağının bulunmadığı" şeklindeki görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği- Davalının evlilik birliği devam ederken satın almış olduğu arabanın nereden elde edilen parayla alındığı hakkında mahkemeye bilgi sunmadığı, davacının düğünde takılan ziynetlerin varlığını ve davalı tarafından alınarak bozdurulduğunu şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtladığı anlaşıldığından, ziynet alacağı istemine ilişkin eldeki davanın kabulüne karar verilmesi gerektirdiği-
01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı definin dikkate alınmayacağı, zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesinin de mümkün olduğu-
İ. sözleşmesi ve buna bağlı işlemler genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için yapıldığı- Cumhuriyet başsavcılığınca yürütülen soruşturma esnasında alınan taraf beyanının yine tarafı bağlayacağı- Somut durumda, davacı kredi bedelini ödediği iddiasında bulunup bir takım ödeme belgeleri ibraz etmiş olup, anılan ödemelerin taraflar arasındaki taşınmaz devri ile bağlantılı olduğunun saptanması halinde delil başlangıcı teşkil edebileceği-
İpotek alacağa bağlı bir hak olduğundan, tarafların alacağı ipotekle teminat altına alma konusunda anlaşmaları ve bu yöndeki iradelerini resmî şekilde işlem yaparak yerine getirmeleri gerektiği- Ortada, davacının dava dışı babasının veya babasının kurucu ortağı olduğu şirketin borçlarının teminatını teşkil etmek üzere davalı lehine dava konusu taşınmaza ipotek tesis edildiğine dair resmî şekilde düzenlenmiş ipotek akdi bulunmayıp aksine, davacının davalıdan aldığı borcun teminatı olarak ipotek tesis edilmiş olduğu, davalının da davacıdan alacaklı olmadığının kendi beyanı ile sabit olduğu anlaşıldığından, davacı ile davalı arasında davaya konu ipoteğe temel teşkil eden borç ilişkisinin mevcut olmadığı ve davacının davalıya borcu bulunmadığı anlaşıldığından davacının ipoteğin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi yönündeki talebinin yerinde olduğu- Davacı vekilinin, "davalının davacının iradesine aykırı olarak ve davalı ile birlikte hareket ederek davacıya ait taşınmazda davaya konu ipoteği davacı adına vekâleten tesis ettiğini, tesis edilen bu ipoteğin dayanaksız ve temel ilişki yokluğu nedeniyle yolsuz olduğunu" ileri sürerek "ipoteğin terkini, borçlu olmadığının tespiti" taleplerinin yanında "tazminat isteği" de bulunduğu gözetildiğinde, eldeki davada taşınmazlara ipotek tesis etmeye dair vekil tayin edilen davalıya husumet yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
22. HD. 07.03.2019 T. E: 2017/20857, K: 5288-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.