İşverenden ve Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan fesih öncesi ve sonrası döneme ilişkin olarak işe alınan ve işten çıkartılanlara ait liste ve kayıtlar getirtilip tanıklar dinlendikten sonra, işverence yapılan feshin sendikal nedene dayandığı sonucuna varılmış ise de, sendikal nedene yönelik araştırmanın yetersiz olduğu anlaşıldığından iş sözleşmesinin fesih tarihinden önceki ve sonraki altı ayda feshedilen işçilere ait kayıtlar gerek Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan gerekse işverenden getirtilmek suretiyle, işyerinde kaç işçi çalıştığı, iş sözleşmesi işveren tarafından feshedilen işçiler ile (varsa) bu işçiler arasından yeniden işe alınan işçiler ismen tespit edilip, tespit edilen işçilerin üyelik ve/veya üyelikten çekilme tarihleri, üyeliğin devam edip etmediğine ilişkin bilgi ve belgeler ilgili sendikadan getirtilmeli, böylece anılan dönemde iş sözleşmesi feshedilen işçilerden hangilerinin sendika üyesi olduğu tespit edilmeli, böylece feshin yapıldığı dönemde sendikaya üye olmayıp, iş sözleşmesi feshedilen işçilerin bulunup bulunmadığı, sendikaya üye olan ve davalı iş yerinde çalışan toplam işçi sayısı ve üyelik tarihleri, sendika üyeliğinden istifa etmesine karşın iş akdi sonlandırılan işçilerin olup olmadığı, sendikalı olup iş sözleşmeleri feshedilen işçilerin yerlerine yeni işçi alınıp alınmadığı ve bunlar arasında sendikaya üye olan olup olmadığı, sendikanın işyerinde toplu iş sözleşmelerinin yapma yetkisinin olup olmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, işyerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı hususlarının araştırılarak feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususu kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması gerektiği-
Davacı üçüncü kişi ve borçlu şirketler arasında ortakları itibarı ile bağ bulunduğu belirlense de; bilirkişi incelemesi sonucunda haciz adresinin üçüncü kişiye ait olduğunun ve mahcuzların davacının sunduğu faturalar kapsamında kaldığının ve ticari kayıtlarında yer aldığının belirlenmesi karşısında davanın kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
İş sözleşmesinde deneme süreli kayıt olduğu kabul edilse bile, tazminatsız ve bildirimsiz feshetme yetkisinin sendikal hakları ortadan kaldırmayacağı-
İİK’nun 235/3. maddesi uyarınca genel mahkemede görülen davada sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi mümkün olmayıp, sadece sıra cetvelinde davalıya ayrılan satış bedelinin dava masrafları da dahil edilmek üzere davacıya ödenmesine, kalan paranın ise davalıya ödenmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Borcun kaynağı, 11.09.2009 keşide, 14.10.2009 vade tarihli bono olduğundan; İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekeceği; İİK’nun 99. maddesinin sehven uygulanmasının ispat yükünün yer değiştirmesi sonucunu doğurmayacağı-
Taraflar arasında görülen nişan bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasında, ziynet eşyalarının iade edildiğini beyan eden tanıklarının tarafsızlıkları tartışılabilecek tanıklar olması ve bu yönde beyanda bulunan başka tanıkta olmaması halinde, davacının tanık beyanları ile ziynet eşyalarının iade edildiği iddiasını ispat edememiş olacağı-
Kural olarak, kira ilişkisinin varlığını ve aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat külfeti kiraya verene, kabul edilen kira bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise kiracıya düştüğü- Kesin delille kanıtlanmadığı takdirde ise, kiracının kabulünde olan kira bedeli esas alınması gerekeceği- Yine kiracı da kira bedelinin senetle ispat sınırının üzerinde olması durumunda, kira borcunu ödediğini kesin delille ispat etmesi gerektiği- Davacının yemin delili dahil olmak üzere dayandığı tüm deliller toplanarak, kira bedelini ispat imkanı sağlanması; aksi halde taraflar arasında yıldan yıla yenilenmek suretiyle geçerliliğini koruyan yazılı kira sözleşmesinin hükümleri değerlendirilerek, aylık kira bedeli açık ve net olarak tespit edildikten sonra davacının talep ettiği dönem yönünden mükerrerlik oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davalının icra dosyasında ödeme emrine itirazında, icra takibine konu edilen Genel Kredi Sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını bildirdiği, açılan itirazın iptali davasında ispat yükünün davacıya ait olduğu, davacının Genel Kredi Sözleşmesindeki kefalet imzasının davalıya ait olduğunu kanıtlamak zorunda olduğu-
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15/son maddesinde açıkça haczedilmezlik için vergi, resim, harç, geliri olma ya da “fiilen kamu hizmetinde kullanılma” koşullarının kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir paranın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmesi, bu konuda ispat yükünün ise borçluya düştüğü-
Zilyetliğin korunması davasıyla zilyedin, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemeleri'nde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanacağı, bu tür davalarda dava değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.