D., göl ve nehir metrukatlarının (terk edilen yerlerin), “sahipsiz yerler”den olduğu ve bu nedenle de devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler olduğu-
Eser sözleşmelerinde feshin geriye etkili sonuç doğuracağı ve dönme halinde, sözleşmenin, geçmişe etkili olarak son bulacağı, yani, sözleşmenin yapıldığı andaki duruma dönüleceği, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 s. BK. 108/1 gereğince sözleşmeden dönme halinde tarafların, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulacağı ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebileceği Yükleniciye devredilen pay, avans niteliğinde olduğundan yüklenicinin edimini yerine getirmediği durumlarda ondan pay devralan üçüncü kişilerin hak sahibi olmalarının mümkün olmadığı, böyle bir durumda üçüncü kişilerin TMK. 1023’deki iyiniyet kuralından faydalanamayacağı, yüklenicinin edimini tam ve yasal olarak yerine getirmediğinden MK. 1024’ye göre yükleniciden pay satın alan kişilerin bu alımlarının korunmasının mümkün olmadığı, geriye fesih koşullarının oluşması halinde bu nedenle davalı üçüncü kişiler adlarına kayıtlı olan tapu paylarının da iptal edilerek davacı arsa sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekeceği, mahkemece, konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, davacılar ile yüklenici sözleşmeye ve onaylı projesine göre inşaatın hangi seviyede olduğu, yüklenicinin edimini önemli oranda yerine getirip getirmediği, yüklenici temerrüdünün oluşup oluşmadığı belirlenerek, sonucuna göre sözleşmenin geriye etkili feshi isteminin karara bağlanması, geriye etkili fesih isteminin kabulüne karar verilmesi halinde, yüklenicinin avans olarak devraldığı arsa payını, arsa sahibi davacılara geri vermesi gerektiğinden, yükleniciden şahsi hakkı temlik almak suretiyle bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişi davalıların yüklenicinin edimini yerine getirmesi halinde hak sahibi olacağından, iyiniyetinin korunmayacağı gözetilerek, davacıların tapu iptal ve tescil istemlerinin karara bağlanması, geriye etkili fesih koşulları oluşmadığında ise tapu iptal ve tescil istemlerinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kamu yararı nedeni ile bir kimsenin tapusunun iptal edilerek taşınmazın kayıt dışı bırakılmasında hukuka aykırı bir durum bulunmadığı ancak davalının da tapu kaydının iptalinden dolayı tazminat talebinde bulunabileceği-
Kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayarak savunma hakkı kısıtlanmış olan davalıya usulünce dava dilekçesinin tebliğ edilip, ortaya koyacağı delillerin toplanıp, savunmalarının da dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması gerektiği-
Yargılamanın son celsesinde tahkikatın bittiği tefhim edilip sözlü yargılama için gün ve saat tayin edilmeden hüküm verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece, HMK. 186 vd. gereğince sözlü yargılama için gün tayin edilip taraflara tebliğ edilerek ve sözlü yargılamada taraflara son sözleri sorularak hükmün açıklanması gerektiği- Davacının tazminat talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olmasının hatalı olduğu-
Mahkemece hüküm kurmaya esas teşkil edecek biçimde yeterli araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağının olmadığı, hâl böyle olunca, öncelikle tescile ilişkin dosyanın temini, kayıt maliklerinin mirasçılarının kimliğinin tespitine ilişkin başkaca bilgi ve belge bulunup bulunmadığının sorulması, getirtilecek belgelerdeki verilerden yararlanmak suretiyle kayıt maliklerinin mirasçılarının bulunup bulunmadığının Nüfus Müdürlüğü’nden araştırılması ve 5737 sayılı Yasa'nın 17. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
8. HD. 13.09.2018 T. E: 2015/22035, K: 15703-
Mahkemece, davalının kabul beyanına göre bu kişinin payı hakkında kabul kararı verilip, diğer davalılar aleyhine açılan davanın reddi gerekirken, bu kişiler hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin hatalı olduğu- HMK.nun 326 maddesi hükmüne aykırı olarak aleyhlerine hüküm verilmediği halde, davalıların harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin bir kısmından sorumlu tutulmalarının da hatalı olduğu-
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesinin iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesinin ve davanın süratle sonuçlandırabilmesinin öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmesi ile mümkün olacağı kişinin hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesinin usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabileceği boşanan eşlere tebligat yapılırken boşanmadan sonraki ikametlerinin belirlenmeden tebligatın eski eşe yapılmasının usulsüz olduğu-
Hakkında hüküm kurulan H.U. taşınmaz üzerindeki binada bağımsız bölüm maliki olup, kendisine, açılan davada husumet yöneltilmemiş, dahili dava yoluyla davaya iştiraki sağlanmış olduğundan bir kimseye, dahili dava yoluyla taraf sıfatı kazandırılmayacağı ve onun hakkında hüküm kurulmasının da doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.