Davacı koca, davalı kadının kendisini hile ile kandırarak gerçekte bağış olduğu halde satış gibi gösterilerek ihtilaf konusu taşınmazın adına devrini sağladığını; aralarındaki sözleşmenin satış olmayıp bağış olduğunu ileri sürerek muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescili talebinde bulunmuştur. Senede bağlanmış sözleşmenin tarafları, o sözleşmeye ilişkin muvazaa iddiasını ancak senet ile ispat edebilir ve tarafların karı-koca olmasının bu kuralı ortadan kaldırmayacağı- Hile iddiasının gözönünde bulundurulması için hileye delalet edecek maddi ve hukuki olguların belirlenip bunlara dayanılması gerekli olup davacı bu hususta bir maddi vakıaya dayanmamış ve davacı muvazaa iddiasını yazılı delil ile de ispat edememiş olduğundan davalı tanık dinlenmesine muvafakat etmediğine göre davanın reddinin gerekeceği-
Hukuki ehliyetsizlik ve vekaletin baskı ile alınarak kullanıldığı iddialarına dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davaların, mirasbırakan adına diğer bir deyişle tüm mirasçılar adına tescil isteğiyle açılması gerekeceği, pay oranında iptal ve tescil istenilmesine olanak olmadığı-
Tapu memurluğu huzurunda düzenlenen 16.02.1979 tarihli hibe senedine konu taşınmaz hakkında Borçlar Kanunu'nun 18. maddesi ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca muris muvazaasından söz etmenin imkansız olduğu, bu senedin de tapulamada, hangi parsele uyduğunun yöntemine uygun biçimde belirlenerek senedin uyduğu belirlenen taşınmaz yönünden davanın reddinin gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davalarının kayıt malikine karşı açılacağı, eldeki davada, davanın R.,S. ve D.’a karşı açıldığı, bilahare R. ve S. davalı olmaktan çıkarılarak Serman ve D.'nın davaya dahil edildiği, dava tarihi itibariyle R. ve S.'in kayıt maliki olmadığı, usul hukukumuzda davaya dahil diye bir müessese bulunmayıp, bir kimseye dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilemeyeceği gibi, hakkında hüküm kurulmasına da olanak olmadığı, kaldı ki, Serman ve D.’ya yapılan temliklerin tarihleri de gözetildiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 124. maddesinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, tüm bu açıklamalar karşısında, Serman ve D. aleyhine usulüne uygun bir dava açıldığının söylenemeyeceği-
Tapu iptali ve terkin-
Temlik sözleşmelerinde bir süre kararlaştırılmış olsa bile böyle bir koşul TMK.nun 873 (eski MY.nın 788) ve 949 (eski 863) maddelerinin buyurucu hükümlerine aykırı düşeceğinden geçersiz olup böyle bir süre konulması sözleşme serbestisi ilkesiyle de bağdaşmayacağı-
Ehliyetsizlik iddiasına dayalı davalar tereke adına açılması gerektiğinden, mirasçılardan bir bölümünün payları oranında açtıkları davanın dinlenilmesine olanak olmadığı-
Çekişme konusu taşınmazlarda paydaşlardan birine karşı usulünce açılmış bir dava bulunmadığı takdirde, taşınmazlarla ilgili davaya dâhili davalı olarak dâhil edilip hakkında karar tesis edilemeyeceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteği-
Yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, ihalenin dayanağı Belediye Meclis kararının iptaline karar verildiği, davalı 3. kişinin taşınmaz için bedel ödediği yönünde bir ispatının olmadığı, bilirkişi raporu uyarınca taşınmazın satış tarihindeki gerçek değeri ile tapu değeri arasında fark olduğu, davalıların devir işlemini İdare Mahkemesinin iptal kararının kesinleşmesinden kısa süre sonra yaptıkları gözetildiğinde, davalının iyiniyetli 3. kişi konumunda bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.