Temlikin akrabalar arasında satış şeklinde yapılmış olması halinde ise bu kez İçtihadı Birleştirme Kararının aradığı “hibe veya miras hukukuyla ilgili amacı” nın bulunup bulunmadığı hususunun, diğer bir ifade ile akrabalar arasında yapılan her temlikte somut uyuşmazlığın niteliğine göre temlikin hibe veya miras hukukuyla ilgili amaçlarla yapılmış olup olmadığının yöntemince ispatı aranmalı ve ispatı halinde temlikle önalım hakkının kullanılmasının mümkün olamayacağı-
Şuf’a hakkının tapuda Şuf’alı payın satışı ile doğacağı, satış tarihinden önce şuf’alı pay davacıya teklif edilmiş olsa dahi bu teklif şuf’a hakkının kullanılmasını engellemeyeceği gibi davacının iyi niyetli olmadığı şeklinde de yorumlanamayacağı-
Tanıkların beyanlarının değerlendirilmesi yönünden taşınmaz başında, dinlenmesi, bilirkişilerce bu beyanlara göre kroki düzenlettirilmesi gerekeceği-
Satıcı ile davalının anne-oğul olup, bağışlamada önalım hakkı kullanılamayacağından bahisle tanık dahi dinlenmeden davanın reddine karar verilmiş ise de; satış işleminin akrabalar arasında olmasının tek başına işlemin bağış olduğunu göstermeyeceği-
1947 tarihli avukatlık ücret tarifesinin yürürlükte bulunduğu zamanda açılmış olan ön alım davalarında dava safhalarının özelliklerine göre önalım parasının tamamı ya da bir bölümü esas alınarak nispi avukatlık parasına hükmedileceği-
Şuf'a hakkının kullanılmasından önce zamanaşımı işlemeyip; zamanaşımının bu tarihten başlatılmasının gerekeceği-
Tereke adına bir mirasçı tarafından açılan davaya, diğer miras-çıların onaylarının nasıl sağlanacağı (Diğer mirasçılarının onayının, «o mirasçının duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla» veya «im-zası noterce tasdikli onay belgesi sunmakla» yahut «davacı adına, davayı takip eden avukata vekalet vermekle» sağlanacağı) -
Önalım hakkının kullanılmasında, süre noter aracılığı ile bildirimden itibaren başlayacağından bildirim yapılmamışsa hak sahibinin satışı öğrendiği ileri sürülerek hak düşürücü sürenin başlatılmasının olanaklı olmayacağı-
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz, paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa; satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı, kötüniyet iddiasının davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi; mahkemece kendiliğinden de nazara alınması gerekip, bu gibi halde; savunmanın genişletilmesinin söz konusu olmadığı, eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.