Bir davada zamanaşımı ya da hak düşürücü sürenin geçtiği iddiası varsa, bu savunma sebebinin HUMK. m. 77 ve 221 gereğince diğer itiraz ve defilerden önce incelenmesi gerekeceği, çünkü, zamanaşımı definin ya da hak düşürücü süre itirazının kabulü halinde bu nedenle dava reddedileceğinden, artık diğer itiraz ve defilerin incelenmesine gerek kalmayacağı, kaldı ki hak düşürücü süre mahkemece kendiliğinden inceleneceğinden bu konuda tarafların itirazlarının bulunup bulunmamasının da önemli olmayacağı-
Önalım hakkına konu edilen payın iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin davada, taraflara usulüne uygun tebligat yapılmadıkça duruşmanın yapılamayıp, hükmün verilemeyeceği-
Davalının taksim savunmasına ilişkin delillerinin, varsa davacının bu konudaki karşılık delillerinin sorulup toplanması, davalının göstermiş olduğu tanıklarının taksim savunmasına ilişkin olarak yerinde dinlenmesi, tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Bir kimsenin önalım hakkından sözedilebilmesi için o kişinin davaya konu payın satıldığı tarihte taşınmazda paydaş olması gerekeceği–
Önalım davası devam ederken dava konusu payın ikinci kez satılması ve davacının yeni malike karşı yeni bir önalım davası açması halinde HUMK'nun 186. maddesi kapsamında seçimlik hak kullanıldığının kabul edilmesinin gerekeceği-
Önalım hakkını kullanan paydaşın, bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret olan önalım bedelini depo etmesi gerekeceği; ancak davacının, tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından tapuda yapılan temliki işlemin muvazaalı olduğu iddiasında bulunabileceği ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabileceği-
Önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasında dava değeri tapuda gösterilen satış bedeli olduğundan mahkemece bu bedel üzerinden eksik harç tamamlattırılarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken harç tamamlanmadan hüküm kurulmasının doğru olmadığı- ................... tarihinde fen ve ziraat bilirkişisi refakatiyle taşınmaz başında gerçekleştirilen keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanıklar beyanlarında davacının dava konusu taşınmazda kullandığı bir bölüm gösteremediklerinden fiili taksimin varlığından söz edilemeyeceği- Dava konusu uyuşmazlıkta davacı tarafa yasada öngörülen usulde satışın bildirilmemiş olması ve yasada belirtilen hak düşürücü süre içinde davanın açılmış olması nedeniyle davacının iyiniyet kurullarına aykırı hareket ettiğinin söylenemeyeceği-
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında paylaşılıp her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı, ve kötü niyet iddiasının davanın her aşamasında ileri sürülebileceği-
Tebligat davalının en son adresine çıkarılmadığı gibi zabıta araştırmaları da davalının bilinen adresinden araştırılmadığından bu tebligatın usulüne uygun olduğunun ve taraf teşkilinin sağlandığının söylenemeyeceği-
Önalım hakkına konu taşınmazda paydaş olan davacılar arasında mütesesilen sorumluluk olmadığı gibi, davanın birlikte açılmış olmasının da müteselsilen sorumluklarını gerektirmeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.