Önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davasında dava değeri tapuda gösterilen satış bedeli olduğundan mahkemece bu bedel üzerinden eksik harç tamamlattırılarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken harç tamamlanmadan hüküm kurulmasının doğru olmadığı- ................... tarihinde fen ve ziraat bilirkişisi refakatiyle taşınmaz başında gerçekleştirilen keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve tanıklar beyanlarında davacının dava konusu taşınmazda kullandığı bir bölüm gösteremediklerinden fiili taksimin varlığından söz edilemeyeceği- Dava konusu uyuşmazlıkta davacı tarafa yasada öngörülen usulde satışın bildirilmemiş olması ve yasada belirtilen hak düşürücü süre içinde davanın açılmış olması nedeniyle davacının iyiniyet kurullarına aykırı hareket ettiğinin söylenemeyeceği-
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında paylaşılıp her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı, ve kötü niyet iddiasının davanın her aşamasında ileri sürülebileceği-
Tebligat davalının en son adresine çıkarılmadığı gibi zabıta araştırmaları da davalının bilinen adresinden araştırılmadığından bu tebligatın usulüne uygun olduğunun ve taraf teşkilinin sağlandığının söylenemeyeceği-
Önalım hakkına konu taşınmazda paydaş olan davacılar arasında mütesesilen sorumluluk olmadığı gibi, davanın birlikte açılmış olmasının da müteselsilen sorumluklarını gerektirmeyeceği-
Önalım (şuf’a) hakkının kullanılması nedeni ile önalım hakkı sahibi alıcının, bedele ilişkin yükümlülüğü, hakka konu olan payın kullanıldığı tarihteki (önceden kullanılmamışsa dava tarihi) değeri olması gerekeceği-
Satış, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazandığından, davacı, dava konusu payın davalı adına tescil edildiği 12.12.2011 tarihinden sonra 11.12.2013 günü bu davayı açtığından TMK.nın 733/son maddesinde açıklanan iki yıllık hak düşürücü süre geçmiş olmadığından işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Davalının bayii'nin zeminde eylemli olarak kullandığı bölüm olmadığından fiili taksimden (eylemli kullanma) söz edilemeyeceğinden, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Önalım hakkı tapuda yapılan resmi satış senedi ile kullanılabilir hale geleceğinden ve ortada yasal şekilde önalım hakkından vazgeçme söz konusu olmadığından anılan adi ve harici şekilde düzenlenmiş satış senetlerinin varlığının kullanılabilir hale gelmiş önalım hakkını bertaraf etmeyeceği-
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir hak olduğu, bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğacağı ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale geleceği-önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olacağı, önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibaret olduğu-
Payın davalıya hangi bedel karşılığında satıldığı konusundaki duyuma dayalı beyanların muvazaa iddiasının kanıtlanması bakımından yeterli olmayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.