Mahkemece kiracının tacir olup olmadığı araştırılarak, tacir olması durumunda hakkında TBK.nun 346.maddesinin 1.7.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süre ile uygulanamayacağı gözetilmeli, tacir olmadığının anlaşılması halinde ise; yeni yasal düzenleme karşısında bu koşulun davalı kiracı yönünden geçersiz hale geldiği kabul edilerek değerlendirmenin takip tarihi itibariyle ödenmemiş muaccel kira alacağına göre yapılması, muacceliyet koşulu gereğince istenen aylar kirası yönünden alacak (itirazın kaldırılması) isteğinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulması, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiğinin saptanılması, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi gerekeceği-Taşınmazın kullanma biçiminin tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmesi, fiili bir kullanma biçiminin oluşması ve uzun süre paydaşların bu durumu benimsemeleri halinde kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen )bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunmasınnı, `akde vefa` kuralının yanında Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereği olduğu-
Davacının davalı işverene ait işyerinde geçen çalışmaları kapsamında itibari hizmet süresinin tespiti istemi-
Erteleme istemi üzerine, mahkemece, İİK. 179/a'ya uygun olarak erteleme istemi ile kayyım atanmasına ilişkin karar ve ilgili ilanların eksiksiz bir biçimde yapılması ve ticaret siciline tescil ettirilmesi gerekeceği- İflas avansı yatırılmamış olduğu halde iflas kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemi-
Taraflar arasındaki davanın, İİK'nın 121'inci maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkin olduğu-Kanunların geriye yürümesi veya yürümemesi konusunda mevzuatımızda genel bir hüküm bulunmadığı- Hukuki güvenlik ilkesinin bir gereği olarak hem öğretide ve hem de yargı kararlarında özel hukuk ve kamu hukuku alanında kural olarak her Kanunun, ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonra meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanacağının kabul edildiği- İstisnai olarak ileride kazanılacağı umulan hakların, kamu düzeni ve genel ahlaka ilişkin kuralların ve yargılama hukukunu düzenleyen kanunların geçmişe etkili olması gerektiğinin belirtildiği-
Anlaşmanın diğer tarafı olan eşin hüküm kesinleşinceye kadar anlaşma iradesinden dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığından, anlaşmalı boşanma kararı verildikten sonra hükmün temyiz edilmesi halinde, taraflara iddia ve savunmalarını bildirmesi ve delillerini sunması için imkân verilerek davaya "çekişmeli boşanma" olarak davaya devam edilmesi gerektiği-
TMK’’nun 713/2.maddesi gereği mülkiyetin kazanılabilmesi için gereken koşullardan biri de dava konusu taşınmazın ölüm veya tutanağın kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 20 yılı aşkın malik sıfatı ile zilyet olunduğunun ispatlanmasıdır. Mahkemece bu konuda bütün tereddütleri ortadan kaldıran yeterli araştırma ve soruşturma yapılmadan yazılı şekilde hüküm oluşturulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Uyuşmazlık; vesayet konusunda karar vermenin Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisinde olup olmadığı noktasında toplanmakta olup, Alman mahkemesi tarafından Türk milli hukuku ile çatışmayacak ve hatta aynı paralelde verdiği kararın ne milli hukuka ve ne de münhasır yetki ya da kamu düzeni ile bir alakası bulunmadığı, 1905 tarihli 'Kısıtlamaya ve Benzer Tedbirlere İlişkin La Haye Sözleşmesi'nin 3. Ve 7. maddelerine göre; kural olarak milli hukukun ve milli Devlet mahkemelerinin yetkili olmasına karşın hacir altına alınacak şahsın bulunduğu yer ( Almanya ) makamları da, ilgilinin milli hukukuna ( Türk Hukukuna ) veya bulunma yeri hukukuna ( Alman Hukukuna ) göre hacir kararı alabilecekleri öngörüldüğü, açıklanan tüm bu nedenlerle dava, kısıtlama kararının tanınmasına ilişkin olduğuna göre davanın kabulü gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.