Eczaneler ticari işletme olduğu için, eczaneyi işleten eczacıların da TTK md. 12/1 hükmü gereğince “tacir” olduğu, tacir sıfatının, kanun koyucunun bir ticari işletmenin işletilmesi olgusuna bağladığı bir sonuç olduğu, buna göre eczacıların gerçek kişi tacir olduğu, o halde, eczacılar tacir olup bononun lehtarı da bir tacir olduğundan yetki sözleşmesinin geçerli olduğu-
Uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir...
İtirazın iptali davasının, dava şartı arabuluculuk kapsamına girmediği-
Evlat edinme şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olup bu konuda özel yetki verilmedikçe vekilin dava açamayacağı ve açılan davayı takip edemeyeceği, evlat edinenin öldüğü için TMK m. 318/2 gereği evlatlık davası için muvafakat veya vekile özel yetki içeren vekaletname verilmesi eksikliğin sonradan giderilmesi imkanının da kalmadığı- Mahkemece, TMK m. 319'da yer alan “…ve her hâlde evlât edinme işleminin üzerinden beş yıl…” ibaresinin, Anayasa Mahkemesi’nin 27/12/2012 tarihli kararı ile iptal edildiği de dikkate alınarak, "evlat edinme kararının taraf teşkili sağlamadan verilmesi sebebi ile sakat olması sebebi ile evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına" karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetileceği- Davaya konu uyuşmazlığın adi ortaklığa ilişkin olduğu, iş konusunun kumaş ticareti olduğu, Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarında yapılan incelemeye göre davalının da tacir sıfatıyla ticaret sicilinde kaydı bulunduğu, buna göre her iki tarafın da tacir olduğu uyuşmazlıkta, uyuşmazlığın çözümünün Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevi içinde olduğu-
Sosyal Güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda -hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere- dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesinin zorunlu olduğu-
Tefecilik iddiasının dar yetkili icra mahkemesince incelenmesinin mümkün olmadığı-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası-
MK'nın 950. maddesi uyarınca alacaklının, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibarıyla bu eşyanın alacak ile bağlantılı bulunması halinde, borç ödeninceye kadar hapsedebileceği ve alacaklının, şartlar oluştuğu takdirde hapsettiği şeylerin paraya çevrilmesini isteyebileceği-
Süresinde yetki itirazında bulunulmazsa, davanın açıldığı mahkemenin yetkisinin kesinleşmiş olacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.