Davacı dava konusu taşınmazı davalıların murisin eşinden satın aldığını iddia etmesi nedeniyle, zilyetlik koşullarının bu kişiye göre değerlendirilmesi gerektiği- Dava konusu taşınmazda davalıların murisi dışındaki paydaşlar davaya taraf kılınmadan, ilgili merciden ifrazın mümkün olup olmadığı sorulmadan ve 5473 sayılı Kanunun kamu düzenine ilişkin emredici hükümleri gözetilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu-
İİK'nin 89/3 maddesine dayalı menfi tespit istemi-
Uyuşmazlık, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın işlemiş faizinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir...
Somut olayda; ... 2. İcra Müdürlüğünün 2007/... E. sayılı takip dosyasında borçlu aleyhine başlatılan takipte, borçlunun haczedilmezlik şikayeti üzerine, Karacabey İcra Hukuk Mahkemesi’nin 20/01/2014 tarih, 2013/... E. - 2014/... K. sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verildiği, kararın yasa yollarından geçerek 16/12/2014 tarihinde kesinleştiği, yetkisizlik kararı üzerine tarafların dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunmadığı, Karacabey İcra Hukuk Mahkemesi'nce dosyanın resen, yetkili ... İcra Hukuk Mahkemesine gönderildiği- Her ne kadar yetkisizliğe ilişkin mahkeme kararında "davanın niteliği de nazara alınarak dosyanın resen davayı görmekle yetkili ... İcra Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine" şeklinde hüküm kurulmuş ise de; yukarıda anılan açık kanun hükmü gereğince tarafların istemi olmadan mahkemece şikayet dosyasının resen yetkili mahkemeye gönderilmesinin usulüne uygun bir gönderme olarak kabul edilemeyeceği-
Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip talebinde 40.328,77 EURO yabancı para alacağının Türk parası karşılığı harca esas değer olarak gösterildiği ancak ödeme emrinde 40.328,77 EURO yabancı para alacağının Türk parası karşılığının gösterilmediği bu nedenle ödeme emrinin takip talebine uygun düzenlenmediği olayda; yabancı para alacağı üzerinden ödeme emri düzenlenemeyeceğinden bu husus kamu düzeni ve devletin hükümranlık haklarıyla ilgili olup, takibin her safhasında resen göz önünde tutularak ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin gerektiği ve bu husus kamu düzeni ve devletin hükümranlık haklarıyla ilgili olduğundan tarafların bu eksikliği daha önce öğrenmiş olmasının sonuca etkisinin bulunmadığı- Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; alacaklı vekilinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 99 uncu maddesi uyarınca seçimlik hakkını dövizin tahsil tarihindeki Türk Lirası karşılığı olarak talep ettiği, icra harçlarının tahsili için takip talebinde dövizin Türk Lirası karşılığının gösterildiği, bu nedenle ödeme emrinde Türk Lirası karşılığının gösterilmemesinin kamu düzeniyle ilgisinin bulunmadığı, bu nedenle direnme kararının genişletilmiş gerekçeyle onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-
Anılan dekontlarla yapılan ödemelerin hangi döneme ait olduğu konusunda da taraflar arasında herhangi bir ittifak bulunmadığından, mahkemece belirtilen hususta taraf beyanları da alındıktan sonra bilirkişi marifetiyle kooperatif defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılıp, davalı yanca takip ve dava tarihinden sonra yapılan ödemelerden hangi döneme ilişkin bulunduğu saptanıp, takibe konu dönem için yapıldığının anlaşılması halinde yapılan bu harici ödemelerin tarih ve miktarlarının da gösterilerek 818 sayılı BK'nın 84, 6098 sayılı TBK'nın 100. maddesi hükmü de gözden kaçırılmadan infaz aşamasında dikkate alınmak üzere hüküm yerinde gösterilmeli, takip konusu dönemle ilgili olmadığının anlaşılması halinde buna uygun karar verilmesi gerekeceği-
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK.’nun 713/2. fıkrasında yer alan “maliki kim olduğu tapu kütüğünden anlaşılamayan” ve “maliki yirmi yıl önce ölmüş” bulunan, iki ayrı hukuki sebebe dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Öncelikle TMK.nun 713/2. fıkrasında yer alan “..maliki yirmi yıl önce ölmüş…” ibaresi Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edildiğinden mahkemenin TMK.nun 713/2-5. fıkralarının birlikte değerlendirilmesi ve tarafların hukuki durumlarının buna göre açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Öte yandan Tapu iptali ve tescil davalarında kural olarak, husumet kayıt malikine, kayıt maliki ölmüş ise mirasçılarına yöneltilerek açılır. TMK.’ nun 713/2. maddesindeki üç hukuki sebep bakımından da, davanın kayyım atanması ve kayyıma husumet yöneltilmesi suretiyle görülmesi olanağı bulunmamaktadır. Bu hususları göz önüne almadan oluşturulan hükmün, hükmün bu nedenlerle bozulmasına sebep olacağı-
Tapu iptali ve tescil-
Evlilik bağına ilişkin kararların tanıması hakkındaki sözleşmeye hükmü veren mahkemenin mensubu olduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye katılmış olup verilen hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bir yönü de olmadığından, boşanma ve fer'ilerine ilişkin kararın tenfizi isteminin kabulü gerektiği-
Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borçlu tarafından imzaya itiraz edildiği somut olayda, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen raporlarda imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı yönünde daha ileri bir tespite gidilemediğinin bildirilmesi karşısında, grafoloji konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ve imzanın borçlunun eli ürünü olduğunu belirten 09.12.2019 tarihli raporun hükme esas alıp alınamayacağı, buradan varılacak sonuca göre imzaya itirazın reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.