Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK.’nun 713/2. fıkrasında yer alan “maliki kim olduğu tapu kütüğünden anlaşılamayan” ve “maliki yirmi yıl önce ölmüş” bulunan, iki ayrı hukuki sebebe dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır. Öncelikle TMK.nun 713/2. fıkrasında yer alan “..maliki yirmi yıl önce ölmüş…” ibaresi Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edildiğinden mahkemenin TMK.nun 713/2-5. fıkralarının birlikte değerlendirilmesi ve tarafların hukuki durumlarının buna göre açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Öte yandan Tapu iptali ve tescil davalarında kural olarak, husumet kayıt malikine, kayıt maliki ölmüş ise mirasçılarına yöneltilerek açılır. TMK.’ nun 713/2. maddesindeki üç hukuki sebep bakımından da, davanın kayyım atanması ve kayyıma husumet yöneltilmesi suretiyle görülmesi olanağı bulunmamaktadır. Bu hususları göz önüne almadan oluşturulan hükmün, hükmün bu nedenlerle bozulmasına sebep olacağı-
Tapu iptali ve tescil-
Evlilik bağına ilişkin kararların tanıması hakkındaki sözleşmeye hükmü veren mahkemenin mensubu olduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye katılmış olup verilen hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bir yönü de olmadığından, boşanma ve fer'ilerine ilişkin kararın tenfizi isteminin kabulü gerektiği-
Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borçlu tarafından imzaya itiraz edildiği somut olayda, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen raporlarda imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı yönünde daha ileri bir tespite gidilemediğinin bildirilmesi karşısında, grafoloji konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ve imzanın borçlunun eli ürünü olduğunu belirten 09.12.2019 tarihli raporun hükme esas alıp alınamayacağı, buradan varılacak sonuca göre imzaya itirazın reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..
İhtiyati hacze itirazı inceleyen mahkemenin icra dairesinin yetkisi hakkında karar veremeyeceği, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipte yetki itirazının doğrudan icra mahkemesine yapılması gerektiği (İİK. mad. 169)-
İşyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalılardan rücuen tahsili istemi-
İhalenin feshi davasında, muhammen bedelin üzerinde gerçekleşen satışta davacının ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığı-
Uyuşmazlığın, 1-Bölge adliye mahkemelerince takdir edilen maddi-manevi tazminat miktarlarına ilişkin temyiz talepleri hakkında, Yargıtayca yapılacak incelemenin niteliği ve tazminat miktarları yönünden Yargıtayın temyiz olunun kararı bozup bozamayacağı,2- Somut olayda, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının çok olup olmadığı noktalarında toplandığı-
Babalığın tespiti istemli davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan; babalık iddiası ile ilgili olarak tarafların gerekli avansı karşılamamaları halinde ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere gerekli giderin Hazine'den karşılanarak DNA testi yaptırılıp, alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
HMK’nun 20. maddesi uyarınca, icra mahkemesince verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren mahkemeye başvurularak, “dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi”nin talep edilmesi, aksi takdirde bu mahkemece “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.