Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Borçlar Kanunu`nun 104/son madde ve fıkrası uyarınca, gecikme faizine faiz yürütülmesinin mümkün olmadığı, mahkemece, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmek suretiyle, takip talebinde yer alan asıl alacak ve işlemiş faiz toplamına tekrar faiz yürütülmesi isteğinin de kabul edildiği, bu suretle açıklanan madde hükmünün ihlal edilmiş olduğu-
Davalı kiracı tarafından yapılan ödemeler açıklamasız olmakla birlikte, mahkemece kira sözleşmesi başlangıcından itibaren tüm hesap ekstresi celp edilerek ödenmeyen kira alacağının belirlenmesi gerekirken kiracı tarafından açıklama bulunmaksızın bankaya yapılan ödemelerinin talep edilen kira alacağından mahsup edilerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğu- Bir yıl süreli kira sözleşmesinde"kiracı kiralananı tahliye etmek isterse bir ay önceden haber vermek zorundadır" hükmüne yer almakta olup, kiracının bu ihbar şartına uymadan taşınmazı tahliye ettiği anlaşıldığından, TBK. mad. 325 ve kira sözleşmesinde makul sürenin “bir ay” olarak kararlaştırmış olması gözetilerek, tahliye tarihinden itibaren sözleşmede kararlaştırılan bir aylık feshi ihbar süresinin yeniden kiraya vermek için gereken makul süre kabul edilerek davalı kiracının bir aylık makul süre kirasından sorumlu tutulması gerektiği, bilirkişi raporu ile makul sürenin belirlenerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Depozito bedelinin alacaktan mahsubu talep edildiğinden, mahkemece kira, aidat alacağı ve makul süre kira alacağı hesaplanıp bu toplam alacaktan depozito bedelinin mahsup edilmesi gerektiği-
Alacaklının herhangi bir belgeye dayanmadan, borcun sebebi olarak "aidat borcu, gecikme faizi, tapu masrafı, boya ve işçilik borcu,tadilat ve tesisat borcu"nu göstermiş ise, bunlara dair belgeleri sonradan tamamlayabileceği-
Taraflar arasındaki kooperatiften çıkarma kararının iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Kooperatif aidatların tahsili amacıyla davalı aleyhine yapılmış olan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada;bir davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerektiği; davalının ortak olup olmadığının tespiti bakımından Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olmadığı -
Mahkemece, tahrik dilekçesi olmamasına rağmen ......... Sulh Hukuk Mahkemesi'nce gönderilen dosyanın mahkeme esasına kaydedilmiş bulunmasına ve bu yönde bir bozma sebebi olmamasına göre, HMK'nın 20. maddesinin son cümlesinin, henüz dosyanın gönderilmemiş olduğu aşama ile ilgili düzenleme yapmış olduğu ve açılmamış sayılma kararının da bu durumda dosyanın gönderildiği mahkemece verilmesi gerektiği gözetilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Kooperatif ortaklığından çıkma payı alacağı istemine ilişkin davada; çıkma payının ödenmesinin üç yıl ertelenmesine ilişkin genel kurulun aldığı kararının yerinde olup olmadığı hususunun, ve ortaklıktan çıkan ortaklar yerine erteleme kararından sonra yeni ortaklar alındığına ilişkin iddiaların araştırılarak, varılacak sonuca göre belirlenmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.