İİK.170/a maddesine dayalı olarak verilen “takibin iptali” kararının kesinleşmeden infazı gerekeceği; iptal kararının icra dosyasına sunulmamış veya geç sunulmuş olmasının, iptal edilen takip dosyasında, iptal kararından sonra yapılmış olan işlemleri geçerli hale getirmeyeceği-
Borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesinin gerekeceği-
Borçlunun TMK'nun 407. maddesi gereğince vesayet altına alındığı, vesayet kararından sonra kısıtlı doğrudan taraf gösterilerek icra takibine başlandığı, alacaklı tarafından kısıtlı borçlunun vasisi yerine kısıtlı hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK'nun 124/3-4.maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesi mümkün olsa da alacaklı tarafından borçlunun kısıtlandığının takip sırasında öğrenilmesi üzerine, vasiye gönderilen icra emrinin kısıtlı borçluya gönderilen ilk icra emrinin aynısı olduğu- Böylece HMK'nun 124. maddesine uygun olarak kısıtlı borçlunun vasisinin, ek takip talebi ile takipte gösterilmesi ve icra emri tebligatının vasiye tebliğinin zorunlu olduğu-
Hamiline yazılı çekin ikraza kadar herhangi bir ciroya gerek kalmadan el değiştirebileceği, ibrazdan sonra mutlaka ciro ile devredilebileceği—
Vekil, vekaletnamesini takip talebine eklemeden icra takibinde bulunabilir mi?–
İpotekli taşınmaz maliki, "takibin iptalini isteminin reddine" dair verilen kararı istinaf ettiğinden, bu kararın istinafı üzerine verilecek karar beklenmeden ihale yapılamayacağı, bu durumun, icra mahkemesince re'sen dikkate alınması gerektiği- İhale tarihi ile istinaf tarihinin aynı gün ise, şikayet dosyasında verilen kararın ihale saatinden önce istinaf edilip edilmediğinin (istinaf başvuru saatinin) araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İflasın ertelenmesi davası kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararı ile; bu tedbir kararından sonra borçlu aleyhine herhangi bir takip yapılamayacağı öngörülmüş olmasına rağmen, tedbir kararından sonra alacaklı tarafça başlatılan icra takibi yapılamayacağından, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Adi ortaklığın aktif ve pasif dava ehliyeti bulunmadığından, takibin veya davanın bütün ortaklar aleyhinde açılmasının zorunlu olduğu, taraf ehliyetinin kamu düzeninden olup mahkemece kendiliğinden göz önüne alınması gerekeceği-
Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.