Borçluların dava dilekçesinde inkâr tazminatı talebinin bulunması ve borca itirazlarının kısmen kabul edilmiş olması halinde, İİK.'nun 169/a-VI maddesi uyarınca, borçluların itirazlarında haklı çıktıkları miktar üzerinden borçlular lehine inkâr tazminatına karar verilmesi gerekeceği-
Çek bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinden ve B.K. 182/2. Maddesi gereğince aslolan peşin satış olup, peşin satışta mal ve semenin aynı anda verildiğine ilişkin yasal karine mevcut olduğundan, bu karinenin aksinin yazılı delille kanıtlanması gerektiği- İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit ve istirdat davalarının, davalının ikametgahı ya da icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde açılabileceği-
Alacaklının icra takibinde İİK. nun 68/I maddesinde yazılı nitelikte bir belgeye dayanmadığının anlaşılması halinde, icra mahkemesince “takibin iptaline” değil, “itirazın kaldırılması isteminin reddine” karar verilmesi gerekeceği-
«Ortak yere haksız el atmanın önlenmesi ve el atılan taşınmazın boşaltılması»na ilişkin ilamın infazı için yapılan takipte, ilamın "davalı" kısmında yer alan kişilerin tümünün takip talebinde "borçlu" olarak gösterilmesi gerekeceği–
Yerel mahkemenin kararı ile borçlunun TMK.nun 407. maddesi gereğince vesayet altına alındığı, vesayet kararından sonra kısıtlı doğrudan taraf gösterilerek icra takibine başlandığı görüldüğünden, vesayet altına alınma kararından sonra başlatılan takipte, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve kısıtlı adına itiraz ve şikayet haklarını vasi kullanacağından, doğrudan kısıtlı borçlu hakkında takip yapılamayacağı hususunun kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece de re'sen gözetilmesi gerekeceği, o halde, mahkemece, takibin iptali gerekirken, icra emrinin borçlu vasisine tebliğ edilmediği gerekçesi ile icra emrinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesinin isabetsiz olduğu-
Süresinde bankaya ibraz edilmiş ve ciro silsilesi de düzgün olan çekin kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konu edilebileceği-
Takibin iptaline dair icra mahkemesi kararının infazı için kesinleşmesi zorunlu olmadığından, alacaklının kendisine ödenen parayı iade etmesi gerektiği-
Takip talebi ve ödeme emrinde, çek tazminatı sadece keşideciden talep edildiğine göre lehtar ciranta borçlunun çek tazminatına ilişkin itirazının kabulünün isabetsiz olduğu-
Takip dayanağı ........ keşide tarihli ...........bedelli çekte, çekin teminat amaçlı verildiğine yönelik bir açıklama olmadığı gibi, borçlu çekin takip alacaklısı bankaya teminat olarak verildiği iddialarını senede açıkça atıf yapan bir sözleşmeyle de ispatlayamadığından, mahkemece, borçlunun itirazının reddi gerekirken ............ tarihli "Çek/Senet Teslim Tutanağı" başlıklı belgeye dayalı olarak takibe konu çekin kredi borçlarına teminat olarak verildiği gerekçesiyle yanılgılı değerlendirme ile takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İlamın borçlulara 21.05.2003'de tebliği ile yeni bir on yıllık zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı ve bu sürenin takip tarihi 21.05.2013 itibariyle dolmadığı gözetilerek, borçlunun zamanaşımı itirazının reddinin gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.