Takip talebi ve icra emrinde yabancı para alacağının TL karşılığının belirtilmediğinin anlaşıldığı, o halde İlk Derece Mahkemesince, takip talebinde yabancı para alacağının harca esas değer olarak Türk Lirası karşılığı gösterilmediğinden davacı borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
12. HD. 01.11.2023 T. E: 786, K: 7011
Taraflar arasında bağıtlanan genel kredi sözleşmesinin 9 uncu maddesine göre kefalet türünün müteselsil kefalet olduğunu, Borçlar Kanunu'nun ilgili hükmüne ve takip dayanağı kredi sözleşmesi içeriğinde kefaletin müteselsil olduğunun yazılmasına göre, kefil olan şikayetçi borçlular hakkında genel haciz yolu ile takip yapılabileceği, davalı bankanın takip borçlularından önce kredi garanti fonuna başvurma zorunluluğunun bulunmadığı-
25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanun'un 20/5-c maddesinde "Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak bu Kanun'un yayımlandığı tarihten sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca işlem yapılmaz ve bu kararlar ile idare aleyhine hükmedilmiş yargılama gideri ve vekalet ücreti bulunması halinde bunlar talep edilemez" hükmü olup, takip dayanağı ilamın tebliğ tarihinin anılan Yasa'nın yayım tarihi olan 25.02.2011 tarihinden önce olduğu, alacaklı idare lehine ilamda hükmedilmiş yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsiline engel teşkil etmediği-
İcra Mahkemesi'nin takibin iptaline dair kararı kesinleşmeden sonuç doğuracağından, takibin iptali kararından sonra o takip dosyası üzerinde herhangi bir icrai işlem yapılamayacağı-
Tüzel kişiliği sona eren şirketin, sona erme tarihinden itibaren, dava açamayacağı; şikayet tarihinde borçlu şirketin ve vekalet verdiği vekilin İcra Mahkemesine şikayete gelme ehliyetinin bulunmadığı-
Davanın nakden düzenlenmiş bono nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, davalının, davacıya verdiği borç para karşılığında bononun düzenlendiğini savunduğu ve böylece bononun düzenlenme sebebini talil etmediği, bu durumda ispat külfeti davacı tarafta olup, davacının bonoya karşı ileri sürdüğü iddialarını aynı kuvvette yazılı delille kanıtlamak zorunda olduğu, mahkemece ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
12. HD. 30.03.2022 T. E: 2021/13199, K: 4207-
Takip dayanağı çekin (senedin) lehdarının cirosundan önce ilk ciro şerhini imzalayan kişinin -ciro şerhindeki kopukluk nedeniyle- hamile karşı sorumluluğunun mevcut olmayacağı—
Vesayet altına alınma kararından sonra başlatılan takipte, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden kısıtlı adına vasisinin takip talebinde borçlu olarak gösterilmesi ve ödeme emri tebligatının vasiye tebliği zorunlu olup vasi yerine kısıtlıya çıkarılan ödeme emri tebliğ işleminin de yok hükmünde olduğu, kısıtlı borçlu hakkında doğrudan takip yapılamayacağı hususunun kamu düzenine ilişkin olmakla, mahkemece de re'sen gözetilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.