Haczedilen malın finansal kiralama konusu olduğunu ve haczedilemeyeceğini borçlu vekili ileri sürdüğünden şikayetin esasının 3236 sayılı Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde yöntemince incelenerek haczedilen malın Finansal Kiralama Kanunu kapsamında kalıp kalmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İflasın ertelenmesini isteyen kooperatif ve sermaye şirketlerinin borca batık durumda bulunmasının (bir diğer ifade ile varlıklarının rayiç değerlerinin borçlarını karşılayamaması), fevkalade mühletten yararlanmamış olması ve sunacakları iyileştirme projesi kapsamında mali durumlarının ıslahının imkân dâhilinde görülmesi gerektiği- Gerek borca batıklığın ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespitinin özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bu değerlendirmelerin yapılması için bilirkişi görüşüne başvurulması gerektiği- İflasın ertelenmesi yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbirlerin, yargılama sonunda verilecek kararla sağlanacak korumalardan fazla olmaması; bir diğer ifade ile İcra ve İflâs Kanunu'nun 179/a ve 179/b maddelerinde gösterilen yasakları aşmaması gerektiği- Maddi hukuka dayalı takas, mahsup, hapis hakkı ve temlik uygulamaları tedbiren dahi olsa durdurulamayacağı-
İflas talebinin son ilan tarihinden itibaren yasal 15 günlük sürenin geçirilmesinden sonra iflas davasına müdahale talebinde bulunmuş olan alacaklıların verilen kararın temyiz hakkına sahip olmadıkları –İİK.’nun 179. maddesinin “sermaye şirketinin aktifinin pasifini karşılamaması nedenine dayalı iflas istemine ilişkin olduğu-
Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/06/1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz süresi geçtikten sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekeceği- Dava konusu dört çekten ikisinin davalıda, diğer ikisinin diğer davalıda olduğu, bu durumda mahkemece davacının objektif dava birleşmesi şeklinde açtığı her bir dava için her bir davalı ve ilgili çek için ayrı ayrı hüküm kurulması, vekalet ücreti, harç ve yargılama giderinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekeceği, mahkemece bu şekilde hüküm kurulmadığı gibi, bu tür eksikliklerin tavzih kararıyla düzeltilmesi imkanının olmadığı, bu nedenle usulüne uygun hüküm kurulması için hükmün bozulması gerekeceği-
poteğin usulsüz olarak kaldırılması nedeniyle ipoteğin yeniden hükmen tesisi, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin davada, bir kısım taşınmazların davadışı 3.kişilere devredilmiş olmasına rağmen, bir kısım dava konusu taşınmazların hala davalılar adına kayıtlı olduğu, ayrıca davacı tarafından ıslah dilekçesi ile usulsüz olarak fek edilen ipoteklerin yeniden tesisinin mümkün olmadığı takdirde tazminat talebinde bulunmasına rağmen mahkemece tazminat istemi yönünden muhtariyetine karar verildiği anlaşıldığından, mahkemece bir kısım taşınmazların hala davalılar adına kayıtlı olması, geriye kalan taşınmazlarında davadışı 3. kişilere devredilmiş olması karşısında, davalılar adına kayıtlı olan taşınmazlar yönünden ipoteğin yeniden tesis edilme şartlarının oluşup oluşmadığı hususları ile dava dışı 3. kişilere devredilen ve halen davalılar üzerinde bulunan taşınmazlar bakımından ıslah dilekçesiyle davacının tazminat isteminde bulunduğu değerlendirilmesi gerektiği-
Alacaklının satış talebinin icra müdürlüğünce «araç üzerine fiili haciz konulmamış olduğu» ya da «aracın kıymet takdirinin yapılmamış olduğu» gerekçesiyle reddedilmesi üzerine, alacaklının bu kararı şikayet konusu yapmaması halinde, araç üzerindeki haczin düşeceği—
İhtiyati hacze itiraz edenin, bonoların finansal kiralama sözleşmesine göre yapılacak ödemelerin teminatı olarak verildiğini, borcun ödenmesine rağmen ikinci kez aynı kira bedellerinin tahsil edilmeye çalışıldığını, sözleşmeye dayalı olarak verilen bonoların mücerretlik vasfını yitirdiğini, bonoların protesto edilmediğini belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep ettiği davada, mahkemece itirazın İİK.265.maddesi kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle reddedileceği-
Mahkemece, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2. maddenin yollamasıyla 04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümleri gereğince davalı faktoring şirketinin müşterisi olan dava dışı şirkete istinaden, faturaları ve çekleri alırken gerekli istihbarat çalışmasını yapıp yapmadığı, bu şirketin mali durumlarına ilişkin değerlendirme yapıp yapmadığı hususlarında araştırma yapıldıktan sonra davacının ileri sürdüğü iddialarda değerlendirilerek sonucunda davalı faktoring şirketinin çekleri iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olup olmadığı, çekin istirdadına karar verilip verilmeyeceği değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, hakkındaki hüküm kesinleşmiş olan davalı yönünden yeniden hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Traktör sürücüsü müteveffanın davalının işçisi olup olmadığı, davalının somut olayda adam çalıştıran sıfatıyla sorumluluğu olup olmadığının araştırılması gerektiği- Davacının bilirkişi raporuna itirazları da değerlendirilerek, hasarlı ve değişmesi gereken parçaların bedelinin, yapılması gereken işçiliklerin bedelinin kalem kalem gösterilmesi ve toplam hasar bedelinin hesaplanması konusunda aynı bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınması gerektiği-
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, mahkemenin ‘alacağın varlığı hakkında kanaat edilmiş olması’nın yeterli olduğu, bu konuda kesin ispat aranmayacağı, ancak ‘hangi delillere dayanılarak, ne sebeple ihtiyati haciz kararı verildiği’nin, kararının gerekçesinde açıklanmış olması gerekeceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.