Ödeme şeklinin yabancı para olarak kararlaştırılmış olması nedeniyle davacının alacağının iflas masasına yabancı para olarak kaydettirme hakkının da bulunduğu-
Alacaklı hakkından kısmen ya da tamamen istifa edemediği takdirde borçlu kendisine hiç bir kusurun isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bundan dolayı doğan zararı tazmine mecbur borçlunun, borcun teehhürle ifasından dolayı zarar ve ziyandan mükellef olduğu gibi zararın geçmiş günler faizini aşması halinde bundan dahi sorumlu olacağı-
Taşınmak üzere tesellüm edilen veya gemiye yüklenen yükün konişmentoda tavsifinin (belirlenmesi) zorunlu olacağı, zira tesellüm ikrarı ve teslim taahhüdü tamam olabilmesi için tesellüm edildiği ikrar ve varma limanında teslimi taahhüt edilen şeyin ne olduğunun (cinsi, miktarı) vs. beyan edilmek lazım geleceği, konişmento için esaslı bir unsur olan bu tavsifin yükün gemideki diğer yüklerden her zaman ayırt edilmesini sağlayacak nitelikte ve tam olması gerekeceği, taşıyan yükün miktarını, markasını ve haricen beli olan hal ve niteliğini, yükletenin talebi üzerine onun beyanına göre konişmentoya yazmakla yükümlü olacağı, yükün cinsi TTK. 1098 b.8 (şimdi; Yeni TTK. mad. 1229) uyarınca konişmentoya yazılmasının gerekeceği, yük ambalajlı ise TTK 1110/D fık.2 b maddesi gereğince taşıyanın “içerik belli değil” kaydını konişmento’ya koyacağı, görüldüğü gibi dosyadaki konişmentolardan anlaşıldığı kadarı ile , bir kısmı emredici bulunan bu kayıtların konişmentoya konulmadığı
23.11.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3678 sayılı Yasanın 29. maddesi ile Borçlar Kanunu'nun 83. maddesine bir fıkra eklenerek, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklının, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebileceğinin kabul edildiği, aynı Yasanın geçici 1. maddesine göre bu Kanunun 29. ve 30. maddesinin, yürürlük tarihinden önceki tarihli ilişkilerden doğan ve halen görülmekte olan davalarda uygulanamayacağı-
Tazminat davası-
Üzerinde baskı tarihi yer alacak olan çeklerin üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren 5 yıl içinde ibraz edilmemesi halinde, bankaların o çeke ilişkin kanuni ödeme sorumluluğunun sona ereceği- Sözleşmede davacı bankanın çek depo talebinde bulunabilmesi için net ve açık bir şekilde “çek depo talebi” yazılmamış olduğu, çeklerin de 3167 sayılı kanunun 14.12.2009 tarihinde kabul edilen 5941 sayılı yeni çek kanunu (2009) ile yürürlükten kaldırılan ve aradan 9 yıl gibi bir zaman geçmesi nedeniyle talep edilmemiş olması açıklamalarında da KAYIP yazılı olması nedeniyle davacı bankanın çek depo talebinde bulunamayacağı-
Riski kalmayan teminat mektubundan kaynaklanan alacağın masaya kaydının istenemeyeceği–
Taraflar arasında yapılan yeniden yapılandırma sözleşmesi çerçevesinde borcun ödenmesi hususunda süre verildiğinin anlaşıldığı, vadesi gelmeyen borçlardan dolayı ihtiyati haciz kararının verilmesi koşulları bulunmadığından ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş olmasının yerinde olduğu-
Davacısı Türk, davalısı yabancı olan olumsuz tesbit davalarına bakacak mahkemenin yetkisinin Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanuna göre belirleneceği–
6102 sayılı TTK'nın 1320. hükmü uyarınca navlun sözleşmesinden doğan talep haklarının gemi alacaklısı hakkı ile temin edilmediği, ‘clean on board’ kaydının özellikle akreditif işlemlerinde konşimentonun kabul edilebilmesi için konulan bir zorunlu unsur olduğu ancak bu kaydın dökme yükün miktarı açısından bir ispat fonksiyonuna sahip olmadığı, zira yükün dış görünüş itibariyle iyi halde olduğunu gösteren bir kayıt mahiyetinde bulunduğu gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.