Sanığın üzerine atılı “Ticareti Usülüne Aykırı Terk” suçunun takibi şikayete bağlı olup, sanığın ticaret siciline kayıtlı adresinde 20/03/2015 tarihinde ve yine şirketin şube adresi olarak görünen adresinde 06/03/2015 tarihinde yapılan hacizler esnasında adresi terk ettiğinin alacaklı vekili tarafından öğrenildiğinin anlaşılması karşısında, dosya kapsamından tespit edilen tarihlere göre 20/03/2015 ve 06/03/2015 tarihlerinde öğrenmenin gerçekleşmesine rağmen, şikayetçi vekilinin İİK'nın 347. maddesinde düzenlenen fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra 20/08/2015 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle sanık hakkında İİK'nın 347. maddesi gereğince şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde İİK’nun 349. maddesi gereğince düşme kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
İİY.mad.97/a hükmü gereğince, «borçlu» -dolayısı ile «alacaklı»- yararına olan karinenin aksinin, davacı –üçüncü kişi tarafından -«satış sözleşmesi», «devir sözleşmesi», «kira sözleşmesi», «âriyet sözleşmesi» «hakediş sözleşmesi», «ortaklık fesih sözleşmesi» «protokol», «fatura» vb. gibi- âdi nitelikteki (haricen düzenlenmiş) belgelerle - bu gibi belgelerin her zaman düzenlenmesi mümkün olduğundan (HUMY.299)- isbat edilemeyeceği–
Ödeme emrinin sanığa tebliğinden önce, diğer bir ifadeyle takip kesinleşmeden şikayette bulunulduğunun anlaşılması nedeniyle, İİK.’nun 337/a maddesine dayalı olarak yapılmış olan şikayetten dolayı “sanığın beraatine” karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi tarafından süresi içinde şikayette bulunulmaması üzerine mahkemece ‘şikayet hakkının düşürülmesine’ karar vermek yerine ‘davanın düşürülmesine’ karar verilemeyeceği-
Ticaret şirket yetkilisi olan sanığa ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçunun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu on beş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret sicili müdürlüğüne bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifiyle alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesi gerekeceği-
Örtülü ticari işletme devri iddiasına dayalı alacağın tahsili isteminde; çekini, illetten mücerret olması, kayıtsız şartsız bir borç ödenmesi anlamına gelmekte olduğu, temel ilişkiden kopuk bir çekin düzenlendiğini kabul etme olanağı bulunmadığından, mahkemece davanın faturaya dayalı alacak davası olarak ıslah edilmesinin mümkün olduğu nazara alınarak, ticari işletme devri hususunda değerlendirme yapılıp, böyle bir devrin varlığı halinde asıl borçlu ile birlikte davalının da müteselsil sorumlu ve bu sorumluluk nedeniyle de davacının talep hakkının oluşacağı-
Ticareti usulüne aykırı olarak terk etmek suçunun oluşabilmesi için, gerçek kişi tacir ya da ticaret şirketi müdür veya yetkili temsilcilerinin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu onbeş gün içerisinde kayıtlı bulundukları ticaret sicili memurluğuna bildirmemesinin gerekmesi karşısında; sanıkların ortağı ve yetkili temsilcisi oldukları limited şirketlerin ticareti gerçekten terk edip etmedikleri yönünde zabıta araştırması yaptırılıp, vergi mükellefliklerinin devam edip etmediği de belirlenerek, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği-
İİK'nun 44. maddesinde öngörülen onbeş günlük süre dolmadan, İİK. mad. 337a'daki suçun işlendiğinden bahisle şikayette bulunulamayacağı- İİK.'nun 337a maddesi uyarınca, aynı sanıklar için, aynı suç nedeniyle birden fazla şikayette bulunulsa dahi, sanıklar hakkında tek ceza verilmesi gerekeceği–
19. CD. 28.12.2015 T. E: 3420, K: 9396-
İİK. 337a'da düzenlenmiş olan suçun oluşabilmesi için; "sanığın tacir olması" ve "ticaret hayatından çekilirken, İİK'nun 44. maddesindeki yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması" gerektiği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.