Boşanma davası açıldıktan sonra (dava devam ederken) oluşan olayların boşanma sebebi olarak kabul edilemeyeceği–
«Davanın açılmamış sayılmasına» karar verilen durumlarda, «derdestlik nedeniyle davanın reddine» karar verilemeyeceği–
Takip alacaklısının bozma üzerine verilen kararı takip dosyasına ibraz ederek, bu ilama göre yeni bir icra emri çıkarması gerekirken, bu takipten feragat etmeksizin yeni bir takip başlatamayacağı–
Derdest davalarla ilgili olarak uzlaşma yoluna başvurulması hususunda 3 aylık sürenin öngörüldüğü-
İcra mahkemesince, kiralayana tensiple üçüncü kişi aleyhine dava açmak üzere yedi günlük süre verilmiş olması halinde, icra mahkemesince, bu davanın sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği–
Menfi tespit davasının yargılamasında,davacı delil dilekçesinde yemin deliline de dayandığından, yemin teklif hakkı hatırlatılarak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekeceği-
Yasaların yürürlük tarihiyle bağıntılı olmaksızın, kart hamilinin de tacir olduğu durumlarda, kart veren kuruluş ile tacir olan kart hamili arasındaki davalarda görevli mahkemenin "asliye ticaret" mahkemesi olacağı- 5464 s. Kanunun yürürlüğe girmesinden (01.03.2006) sonra ancak 6502 s. Kanunun yürürlüğünden (28.05.2014) önce; kartı veren kuruluş tarafından, "tüketici" sıfatını haiz kart hamiline karşı açılan davalarda, 5464 s. Kanunun 44/2. maddesi uyarınca, dava değerine göre sulh hukuk ya da "asliye hukuk" mahkemesinin görevli olduğu, davanın, HMK.'nın yürürlüğe girmesinden sonra açılması halinde, dava değerine bakılmaksızın "asliye hukuk" mahkemesinin görevli olduğu; dava, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 s. TTK'nın 6335 s. K. ile değişik 5. maddesi uyarınca asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmeden önce, asliye ticaret mahkemesine açılmış ve taraflarca iş bölümü itirazında bulunulmamışsa, ortada "görev uyuşmazlığı" bulunmadığından, bu davaya "asliye ticaret" mahkemesince devam edilmesi gerekeceği-
11. HD. 04.10.2016 T. E: 2015/15773, K: 7743-
Muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespitinin istenemeyeceği- Çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığının kabul edilmesi, muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerektiği- Dava konusu dört katlı binanın (muhdesat) üzerinde bulunduğu parsel, tapuda davacı ile davalılar adına paylı mülkiyete tabi olarak kayıtlı bulunmakta olup, 26/48 payın elbirliği ortaklığına tabi olarak kayıtlı olmasının eldeki dava bakımından bir önemi bulunmadığı ve taraflar arasında açılan ve tefriken sulh hukuk mahkemesinde kayıtlı ortaklığın giderilmesi dosyasının halen derdest olduğu, eldeki dosyanın sonucunun beklendiği anlaşıldığına göre davada güncel hukuki yararın bulunduğu- Dava konusu dört katlı binanın murisin davacı tarafından yaptırıldığı, davacının eşinin dava konusu binanın yapımındaki tanıklarca bildirilen maddi katkısının davacının nam ve hesabına bulunduğu anlaşıldığına göre, dava ispatlandığından davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Sıra cetvelinin düzenlendiği tarihte ihtiyati haczi kesin hacze dönüşmemiş olan alacaklı için, sıra cetvelinde pay ayrılması ve ihtiyati haciz, kesin hacze dönüşünceye kadar, ayrılan paranın İİK 138/IV uyarınca bankada saklanması gerekeceği- «İhtiyati haczin, satıştan önce kesinleşmesi (depo edilmesi) gerekeceği»ne ilişkin bir koşulun kanunda yer almadığı—
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.