Davacı-davalı (kadın)'ın evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun bulunup bulunmadığı veya evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunup bulunmadığı yönünde rapor alınarak ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verileceği-Davacı-davalı kadının ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde ise hesaplanacak bedelinin tarafına ödenmesi talebine ilişkin olarak, mahkemece, olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, kurulan hükümde davacının adı, soyadı ile tarafların doğum tarihi ve yeri, baba ve ana adları, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları yazılmamış olup bu hususlar gözetilmeden hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Davalılar tarafından nüfus kaydının düzeltilmesi için dava açılmış olup, bu davaların bekletici mesele yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İki evlilik sebebiyle mutlak butlanla evliliğin iptaline ilişkin davada, hukuku etkilenecek olan davalının eşinin de davaya dahil edilmesi gerekeceği- Mutlak butlan sebebiyle evliliğin iptaline ilişkin davada, nüfus idaresinin hasım olarak gösterilmesinin gerekmediği-
Evlenmenin iptali davasını Cumhuriyet Savcısı davaname ile açtığı, Cumhuriyet Savcısının davada taraf sıfatı olduğundan duruşmalara katılmasının gerektiği- Evliliğin iptali davasında tarafların ortak çocuklarının evliliğin içinde doğmuş sayılacağı, bu nedenle velayet ve kişisel ilişki hakkında da bir karar verilmesi gerekeceği-
Feragatin geçerli kabul edilebilmesi için hukuki varlığını sürdüren bir davanın mevcut olması gerektiği- Boşanma davası, erkek eşin ölümüyle konusuz hale geldikten sonra, davacı kadının feragat beyanının hukuki bir sonuç doğurmayacağı, TMK. m. 181/2 uyarınca ölen eşin mirasçılarının kusur  belirlemesi yönünden davaya devam etme haklarının da bulunduğu-
Evlenmeden önceki fiziki rahatsızlıklara ilişkin sebeplerin ancak evliliğin iptali sebebi olabileceğinden ve ayrıca mahkemece davalı kadına yüklenen davacının çalıştığı şirketin sahibini arayarak işten ayrılmasına sebep olduğuna ilişkin kusurun da davacıdan aktarılan beyanlar olup hükme esas alınamayacağından boşanmaya karar verilemeyeceği-
Davacı koca tarafından açılan nisbi butlan sebebiyle evliliğin iptali davasında, dosya içerisinde bulunan nüfus kayıt örneğinden davacı kocanın dava tarihinden önce öldüğünün anlaşıldığı, davacı mirasçılar tarafından ise ölüm tarihinin iptal davasından sonra olduğu ileri sürüldüğünden, mahkemece davacı mirasçılarına bu yönde nüfus kaydının düzeltilmesi amacıyla süre verilmesi, bu hususun bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre TMK. mad. 159 uyarınca işlem yapılması gerektiği-
Boşanmayı yasaklayan bir yabancı kanunun Türkiye’de özellikle bir Türk aleyhine uygulanamayacağı–
Evlilik birliği devam ettiğinden evlilik birliği içerisinde edilen taşınmaza yapılan katkının talep edildiği davanın ön şart yokluğundan reddi gerekeceği- Dava ön şart yokluğundan reddedildiğinden, nispi yerine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.