Yükleniciye devredilen pay avans niteliğinde olduğundan, yüklenicinin edimini yerine getirmediği durumlarda ondan pay devralan üçüncü kişilerin hak sahibi olmalarının mümkün olmadığı, bu sebeple üçüncü kişilerin TMK'nun 1023. maddesindeki iyiniyet kuralından faydalanamayacakları ve aynı Yasa'nın 1024. maddesi gereği yükleniciden pay satın alan kişilerin bu alımlarının korunmayacağı-
Hile (aldatma) her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin (aldatma) öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla kullanılabilir. Bu durumda; mahkemece tarafların iddia ve delillerinin incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Bir davanın görülebilmesi için öncelikle davada taraf teşkilinin sağlanması gerekli olup, mirasçılık belgesine göre belirlenecek gerçek mirasçıların davaya dahil edilmelerinin sağlanarak davaya devam edilmesi gerekeceği-
Dava konusu bankanın alacağı 4389 s. Bankalar Kanununa -5020 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile eklenen- Ek 5. madde kapsamında kalmakta olup, aynı madde ile Hazine ve Fon alacaklarına uygulanan hükümlerin davacı banka alacağı için de uygulanacağının kabul edildiği, buna göre 5020 sayılı Kanun'un Ek 3. maddesinde yer alıp 5411 sayılı Kanun’un 141. maddesi ile aynen kabul edilen 20 yıllık zamanaşımı süresi davacı banka alacakları için de geçerli olup 5411 sayılı Yasa’nın 16. maddesi uyarınca geçmişe etkili olarak uygulanacağı-
Davacı işçinin ikramiye uygulamasının kaldırılması ile ilgili değişikliği altı işgünü içinde yazılı olarak kabul ettiğini gösterir yazılı belge bulunmadığından kararın işçiyi bağlamayacağı-
Borçlunun zamanaşımına uğrayan borca itirazının kabulü halinde "takibin iptali" ne değil, "takibin durdurulması" na karar verileceği-
Korkutma (ikrah) hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemi- Davacı ile davalı arasındaki borç durumunun açıkça saptanması, belirlenen borç miktarının dava konusu taşınmazın temlik tarihindeki değerinden mahsup edilmesi ve bakiye bedel yönünden davacının terditli bedel isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu uyuşmazlık, sahte imzayla düzenlendiği iddia edilen banka kredi kartı borcundan kaynaklanmaktadır. Dava kredi kartı hamili tarafından açılmıştır. Bu durumda mahkemece 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasası’nın 44/1. maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemesinin görevli olacağı gözetilerek “görevsizlik kararı” verilmesi gerekeceği-
Tapu kaydına dayanarak, bir parseli kayden iktisap edenlerin iyi-niyeti korunursa da (MK. 1023), gerçek durumu -bulundukları konum itibariyle- bilinen ve bu nedenle iyiniyet iddiasında bulunamayacak olan kişilerin yolsuz tesçile dayanamayacakları -
Davacının murisinin 3. kişi sıfatıyla dava dışı borçlu ile davalı bankanın akdettiği kredi sözleşmesinin teminatı olmak üzere taşınmazına tesis ettiği ipoteğin fekkine ilişkin davada, sözleşmede davacının murisinin kefaletinin de bulunduğu halde, bu sözleşmeden dolayı davalı bankanın bir alacağının bulunmadığı davalı yanın da kabulünde olup, mahkemece uyuşmazlığın davacının murisinin kefaletinden değil, teminat olarak tesis ettiği ipotekten kaynaklandığı gözetilerek ve ayrıca bozma kapsamı da dikkate alınarak, ipoteğin teminat fonksiyonunun devam edip etmediği yönü üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken uyuşmazlık konusu olmayan davalı yanın da kabulünde olan davacının murisinin kefaletinin irdelenmesinin isabetsiz olduğu- “Geçmişe etkili olmama kuralı” uyarınca somut olayda 6098 s. TBK.'nun zaman itibariyle uygulanma olanağı bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.