Korkutma (ikrah) hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemi- Davacı ile davalı arasındaki borç durumunun açıkça saptanması, belirlenen borç miktarının dava konusu taşınmazın temlik tarihindeki değerinden mahsup edilmesi ve bakiye bedel yönünden davacının terditli bedel isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu uyuşmazlık, sahte imzayla düzenlendiği iddia edilen banka kredi kartı borcundan kaynaklanmaktadır. Dava kredi kartı hamili tarafından açılmıştır. Bu durumda mahkemece 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasası’nın 44/1. maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemesinin görevli olacağı gözetilerek “görevsizlik kararı” verilmesi gerekeceği-
Tapu kaydına dayanarak, bir parseli kayden iktisap edenlerin iyi-niyeti korunursa da (MK. 1023), gerçek durumu -bulundukları konum itibariyle- bilinen ve bu nedenle iyiniyet iddiasında bulunamayacak olan kişilerin yolsuz tesçile dayanamayacakları -
Davacının murisinin 3. kişi sıfatıyla dava dışı borçlu ile davalı bankanın akdettiği kredi sözleşmesinin teminatı olmak üzere taşınmazına tesis ettiği ipoteğin fekkine ilişkin davada, sözleşmede davacının murisinin kefaletinin de bulunduğu halde, bu sözleşmeden dolayı davalı bankanın bir alacağının bulunmadığı davalı yanın da kabulünde olup, mahkemece uyuşmazlığın davacının murisinin kefaletinden değil, teminat olarak tesis ettiği ipotekten kaynaklandığı gözetilerek ve ayrıca bozma kapsamı da dikkate alınarak, ipoteğin teminat fonksiyonunun devam edip etmediği yönü üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken uyuşmazlık konusu olmayan davalı yanın da kabulünde olan davacının murisinin kefaletinin irdelenmesinin isabetsiz olduğu- “Geçmişe etkili olmama kuralı” uyarınca somut olayda 6098 s. TBK.'nun zaman itibariyle uygulanma olanağı bulunmadığı-
Maki Tefrik Komisyonunca, orman sınırlama hattının dışına çıka-rılan bir yerin “orman” sayılmayacağı, böyle bir yerin maki işlemi kesinleştiği tarihten itibaren MK. 713/I (ve 3402 s. Kadastro Kanunu’nun 17) maddesinde belirtilen koşullar altında kazanılabileceği-
6099 sayılı yasanın amacı; Devletin Kadastroda kendisinin oluşturduğu tespit ve kayıtların yine kendisi tarafından iptali istendiğinde, kişiyi yargılama giderlerinden sorumlu tutmamaktadır; sonuç olarak hak düşürücü süreden davanın reddi halinde 6099 sayılı yasanın uygulanma olanağının bulunmadığı-
Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden o davaya uygulanabilecek olan yasa metni Anayasa Mahkemesince iptal edilerek değiştirildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun 28.6.1960 tarih,21/9 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı'nda da belirtildiği üzere maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan eldeki davaya da uygulanmasının zorunlu olduğu-
Zilyetliğin niteliği ve ekonomik amaca uygun olup olmadığı, taşınmazın tamamı mı yoksa bir kısmı üzerinde mi zilyet olunduğu konularında taşınmazda keşif yapılması ve taşınmazın hava fotoğraflarının çekilmesi ve bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi gerekeceği-
CMUK 3207 sayılı kanun ile değişik 356. Madde hükmünün, yürürlük zamanında duruşması görülmekte olan veya yürürlüğünden sonra ve yasa yoluna başvurma süresinin bitmesinden önce karara bağlanan olaylarda davaya katılanların davayı kamu hukuku yönünden de temyize yetkileri bulunduğunun kabulü suretiyle bu madde hükmünün geçmiş olaylara genişletilmesi gerekeceği-
10. HD. 15.09.2022 T. E: 6787, K: 10693

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.