Davacı işçilik alacaklarına ilişkin davasını belirsiz alacak davası olarak açmış olup bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre talep arttırımı yoluna gittiğinden ve "talep arttırımı" ıslah olarak kabul edilemeyeceğinden bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle arttırılan talebin dikkate alınmamasının hatalı olduğu- Taraflarca imzalı Protokol ve ayrıca davacı tarafça imzalı prim sistemine dair belgelerden anlaşıldığı üzere verilen hedefin her bir mağaza için % 90 oranında gerçekleşmesi halinde prime hak kazanıldığı anlaşıldığından ve envanter primi yönünden ise kesintilerin işyeri talimatına uygun yapıldığı ve davacıyla e-mail şeklinde paylaşılarak bilgisi dahilinde kesinti yapıldığı bilirkişi raporunda tespit edildiğinden, davacının prim alacaklarının reddi gerektiği-
Davacının, satın almış olduğu taşınmazın tapu kaydının iptali nedeniyle zarara uğradığı iddiası ile eldeki davayı açtığı, mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının bozulduğu, bozmadan sonra yapılan yargılamada, davacının ıslah ederek talebini yükselttiği, mahkemece davanın kabulüne ve ıslah edilerek yükseltilen talebin tahsiline karar verildiği- İlke olarak bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı-
Tazminat davası-
Taraflar arasında imzalanan sözleşme dışında yapıldığı iddia edilen işlere ilişkin ödenmeyen hakediş bedellerinin tahsili istemi-
Mahkemece, her ne kadar Dairemizin bozma ilamına uyulmuş ise de; 22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesi ile Yargıtay’ın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılmasının mümkün hale getirildiği, sonradan aynı hususta bir kanun çıkarılmış olmasının usuli kazanılmış hakkın istisnası olduğu, usule ilişkin kanun değişikliğinin derdest davalara da uygulanması gerektiği, mahkemece verilen nihai karardan sonra değişiklik yapılmış olsa dahi, bu değişikliğin uygulanmasında zorunluluk bulunduğu Yargıtay kararlarıyla açıklandığı, açıklanan tüm bu nedenlerle mahkemece ıslahla arttırılan talebin de değerlendirilerek, sonucuna uygun karar verilmesi gerekeceği-
Bozmadan sonra ıslah yapılmayacağından bozmadan önceki ilk ıslah ile talep edilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davanın kısmi dava olduğu konusunda davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu, bozma ilamı sonrasında dosyaya sunulan talep arttırım dilekçesinin bu nedenle ıslah dilekçesi mahiyetinde olduğu, aynı davada tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği ve bozmadan sonra ıslah yapılmasının mümkün olmadığı dikkate alınmadan bozma ilamı sonrası verilen 2. ıslah dilekçesine itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Dava konusu taşınmazların, edinilmiş mal kabul edilmesi gerektiğinden, TMK'nun 202, 219, 229, 231, 232, 235/2 ve 236/1. maddeleri gereğince davacının katılma alacağının hesaplanması davaya konu iki taşınmazın tasfiye tarihine en yakın tarihteki değeri belirlenmek suretiyle davacının katkı payı ve katılma alacağının belirlenmesinin gerekeceği-
Cıların diğer temyiz itirazlarına gelince; a)Asıl ve birleşen davalar, trafik kazasına bağlı yaralama nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-
Davacı tarafça her ne kadar dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi istenmiş ise de TMK'nun 239/son fıkrası gereğince tasfiyenin sona erdiği tarih kararın verildiği tarih olduğundan karar tarihinden itibaren edinilmiş mallar bakımından yasal faize hükmedilmesi gerektiğinden TMK'nun 239/son maddesi gereğince katılma alacağına mal rejiminin tasfiye tarihi olan karar tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.