İhale tarihi ve sonrasındaki satışlar nazara alınıp davacıların çekişmeli taşınmazlardaki mülkiyet durumu gözetilerek hesaplanacak ecrimisile hükmedilmesi gerekirken davacıların çekişmeli taşınmazlarda malik olmadıkları dönemler için de hesaplanan fazla ecrimisile hükmedilmesinin doğru olmadığı; davacıların çekişme konusu taşınmazları davalıya kiraya verdiklerinin ve kira bedelini aldıklarının saptandığı hâlde mükerrer ödemeye yol açacak şekilde ecrimisile hükmedilmesi, dava konusu taşınmazlarda ecrimisilin murisin 1/2 payı üzerinden davacıların miras payları oranında hesaplanması gerektiği-
Çekişmeye konu parsel bakımından paya vaki elatmanın önlenmesine karar verilmesi ile yetinilmesinin gerekeceği-
Tapulu taşınmaz içerisinden çıkarılmış olsa bile, yer altından ka-zılarak çıkartılan suyun “özel su” olmayıp “yeraltı suyu” ve dolayısı ile “genel su” sayılacağı-
‘Müdahalenin men’i ve kal’ istemine ilişkin ilamın icra müdürlüğünce ne şekilde infaz edildiğinin, mahallinde keşif yapılarak belirlenmesi gerekeceği–
Yasal önalım hakkının kullanılması için öngörülen üç aylık hak düşürücü süre, satışın, alıcı veya satıcı tarafından önalım hakkı sahibine noter aracılığıyla bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar ve önalım hakkı sahibinin satışı kesin olarak başka bir şekilde öğrenmiş olması sürenin işlemesine yol açmaz, bu haktan feragatin de geçerliliği yazılı şekilde yapılmasına bağlı olup bu şekilde bildirim yapılmayan hak sahibinin iki yıl içinde açtığı dava süresinde olduğu ve davacının dava yoluyla yasal önalım hakkını kullandığı-
Her iki taşınmaz arasında yer alan, gerek kadastro paftasında ve gerekse imar haritasında yol olarak görünen kısmın belediye tarafından düzenlenerek imar yolu haline getirilmemiş ve kamu yararına açılmamış olmasının davalının bu yere elatmasını haklı göstermeyeceği, o halde, bu yoldan faydalanan ve elatmadan doğrudan zarar gören herkesin elatmanın önlenmesi davası açabileceği ve bu davanın dinleneceği-
Haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisil davalarında ancak dava tarihine kadar gerçekleşmiş zararın istenebileceği, dava tarihinden sonra gerçekleşmesi muhtemel zararın sonradan açılacak davanın konusunu oluşturacağı gözetilmeksizin dava tarihinden sonraki dönemi kapsar şekilde ecrimisile hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Ecrimisil ve tazminat isteklerinin takipsiz bırakılması nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığı- Dava konusu ark kapatılmış olduğundan konusuz kalan istek hakkında karar verilmesine yer olmadığı-
Dava konusu taşınmazın orman vasfı ve Maliye Hazinesi adına kayıtlı oluşu göz önüne alındığında taraflar arasında imzalanan harici satış sözleşmesinin geçerli olmadığı, satış sözleşmesi geçersiz olduğundan davacının ancak sözleşme ile verdiğini geri isteyebileceği, buna karşın geçersiz harici sözleşmeye dayanarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinde bulunamayacağı-
Kesin hüküm itirazının, davanın her aşamasında ileri sürülebileceği ve mahkemenin de; (Yargıtay’ın da) davanın her aşamasında kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözetip, davayı kesin hükümden (dava şartı yokluğundan) reddetmesinin gerekeceği, yine kesin hüküm itirazının, mahkemede ileri sürülmemiş olsa dahi, ilk defa Yargıtay’da (temyiz veya karar düzeltme aşamasında) da, dahası bozmadan sonra da ileri sürülebileceği, bu bakımdan usuli kazanılmış hakkın istisnası olduğu ve tarafların iradesine de bağlı olmayan mutlak bir tesire haiz olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.