8. HD. 04.02.2019 T. E: 2018/2945, K: 950-
İntifadan menin, dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re'sen gözetileceği ve yemin dahil her türlü delil ile ispatlanacağı- Davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması hallerinin bu kuralın istisnası olduğu-
Asliye hukuk mahkemesince verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesi üzerine, 10 günlük süre içinde tarafların dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi için herhangi bir müracaatta bulunmadığı ve dosyanın mahkemece kendiliğinden (resen) yetkili mahkemeye gönderildiği anlaşıldığından, HUMK. mad. 193 (HMK. mad. 20) gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine-
Görevsizlik kararının onanmasına ilişkin ilam davacıya 02.11.2011 çarşamba günü tebliğ edildiği halde, 17.11.2011 perşembe günü verilen dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi isteğinde bulunulduğundan, onama ilamının tebliğ edildiği gün ile başvurma günü arasında iki haftadan fazla bir süre geçtiğinden, görevli mahkemede görülen davanın görevsiz mahkemede açılan davanın devamı sayılamayacağı, hal böyle olunca, HMK’nın 20. maddesi dikkate alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, işin esasının hükme bağlanmasının isabetsiz olduğu-
Kadastro tespitine itiraza-
Orman niteliğindeki yerin kişilerce iktisabı mümkün olmadığından bir hakkın varlığından da söz edilemeyeceği, hal böyle olunca davacının ( miras yoluyla intikal eden ) zilyetliğinin dahi herhangi bir hakka dayandığının kabul edilemeyeceği, bu sebeple yerel mahkemenin davayı MK.nun 897. maddesine uygun zilyetliğin korunması davası olarak nitelendirmesinin yerinde olacağı-
Öncelikle davacının bildirmiş olduğu tanıkların usulüne uygun olarak dinlenmesi, davalının çekişme konusu taşınmazı davacının rızasına dayalı olarak kullanıp kullanmadığının araştırılması, muvafakata dayalı olarak kullanılmış ise hangi tarihte muvafakatın geri alındığının tespit edilmesi, hasıl olacak sonuca göre ecrimisil yönünden bir hüküm kurulması gerekeceği-
Hükmen teslim edilen yere yeniden el atmak suçunun saptanabilmesi için, ilâm dayanağı dava dosyasındaki krokinin mahalline uygulanarak, ilâmda yazılı yere tecavüz var ise İİK'nun 26 ve devamı maddelerine göre ilâmın infaz edilmesi gerekir. Kroki zemine uygulanmadan, bilirkişilerin gerekli ölçümleri yaptık, belirlenen sınırlara çakıldı..." şeklinde yapılan işlem, tam anlamıyla yer teslimi sayılamayacağından, geçerli bir teslim ve infaz bulunmadığından, atılı suçun da oluşmadığı-
Nizalı suyun genel sulardan olduğunun anlaşılması halinde, öteden beri kullanma şekli ve davalı köyün içme suyuna ihtiyacı olup olmadığı hususları araştırılıp, içme suyunun da, kullanma suyuna göre ayrı bir önceliğinin bulunduğu hususu da gözönüne alınarak karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.