Davalı işverene karşı dava açan işçinin tanıklığı başka deliller ile desteklenmedikçe tek başına hükme esas alınamayacağı- Aynı işyerinde çalışan işçilerin, yaptıkları görevleri, işleri gibi nedenler ile farklılıklar doğmadığı sürece kural olarak aynı çalışma saatlerine tabi olmaları gerektiği, bir kısım işçilerin diğer işçilerden farklı çalışma saatlerine tabi olduğunun kabulü halinde, bu kabulün gerekçe ve delilleri ortaya konması gerektiği- Emsal dosyalar ile Yargıtay tarafından aynı gün incelenen davacı tanıklarının dosyaları birlikte incelenmesi, gerekirse tanıklar yeniden dinlenerek bu dosyalar kapsamındaki tüm deliller birlikte ele alınarak işyerindeki çalışma saatleri tespit edilerek sonuca gidilmesi, davacının farklı çalışma saatlerine ve farklı sürelerde fazla mesaiye tabi olduğunun anlaşılması halinde bunun somut delil ve gerekçeleri denetime elverişli şekilde ortaya konması gerektiği- Günde onbir saate kadar olan (on bir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmesi gerektiği-
Kıdem tazminatı ile maaş, ikramiye, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı hususundadır...
9. HD. 19.06.2018 T. E: 2017/8545, K: 13210-
Ücret alacağı farkı, ikramiye alacağı farkı, fazla sürelerle çalışma alacağı, fazla mesai ücreti, hafta tatil ücreti, ikale ikramiyesi fark alacağı, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada; hakkın zamanaşımına uğramayacağı; alacağın zamanaşımına uğrayacağı; nakle tabi personel olduğu anlaşıldığı takdirde, davacının ücretine zam uygulanmaması nedeniyle fark alacakları belirlenip hüküm altına alınması gerektiği; daha sonraki sözleşmelerde ücretin açıkça belirli olmadığından bu zam oranlarının kaldırıldığından söz edilemeyeceği; davacının fazla çalışma ücret alacağının bulunup bulunmadığı, bu bağlamda üst düzey yönetici olup olmadığı, şayet bu alacağa hak kazandığı kabul edilir ise hesabının nasıl olacağı hususlarında, dosyadaki bilgi, belge ve bilhassa taraf tanık beyanlarından davacının üst düzey yönetici olmadığı, dolayısıyla fazla mesaisini kendisinin belirlemediği anlaşılan işyerinde her ne kadar 40 saat çalışma kabul edilmiş ise de sözleşmede açıkça fazla mesainin aylık çalışma ücretinin içinde olduğu açıklandığından bu sözleşme hükmü gereğince haftalık 45 saat ile yılda 270 saat haftada 5.20 saat toplam 50.2 saat için ücret kararlaştırıldığını, bilirkişice tespit edilen haftalık 55 saat mesai nedeniyle (55-50,2=4,8) saat haftalık mesai için fazla mesai ücreti hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği-
Islah harcı yatırılmadığı durumlarda usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslah olmadığının kabulü gerektiği- Davalının adının karar başlığında yanlış yazılmasının bozma nedeni olarak kabulü gerektiği-
Kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Fazla çalışma ve genel tatil alacakları yönünden, davacı-karşı davalı haftada kaç saat fazla çalışma yaptığını ve hangi genel tatillerde çalıştığını belirleyebilmekte ise de hakimin hesaplanan miktardan hangi oranda takdiri indirim yapacağını bilebilecek durumda olmadığından fazla çalışma ve genel tatil alacakları belirsiz alacak ve tespit davasına konu edilebileceği - Kıdem, yıllık izin ücreti, ücret alacakları bakımından, talep içeriğinden açıkça anlaşıldığı üzere, davacı-karşı davalı çalışma süresini, ne kadar yıllık izin kullandığını, en son ödenen ücreti ve alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını belirleyebildiği, tazminat hesaplamasına esas alınacak aylık ücrete ek para veya parayla ölçülebilen sosyal menfaatleri de belirleyebilecek durumda olduğundan kıdem, yıllık izin ücreti ve ücret alacakları yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerektiği-
Davacının hesaplamalara esas ücreti belirlenirken fesih tarihinden önceki aya ait bordro ile davacıya ödendiği anlaşılan miktarın dikkate alındığı, dosyada taraflar arasında imzalanmış bireysel iş sözleşmesi mevcut olup burada davacıya ödenecek ücret miktarı açıkça belirlendiği, bu bireysel iş sözleşmesinde yazılı ücret yerine bordroda yazılı miktarın hesaplamalara esas alınmasının hatalı olduğu- Davacının arıza durumunda mesai saatlerini aşacak şekilde çalıştığı tanık beyanları ve İş Teftiş Kurulu Başkanlığının İnceleme Raporuna göre sabit olduğu, davalının elinde davacının arıza durumunda işyerinden ayrılış ve dönüş saatlerini içeren “Araç ve Görev Emri” başlıklı belgelerin bulunduğu, bu belgelerin HMK mad. 220'de belirtilen yöntem çerçevesinde davalı ve davalının asıl işvereni ihbar olunan şirketten talep edilerek, belgeler sunulduğu takdirde işçilerin vardiya çizelgeleri ile bu belgeler karşılaştırılıp, davacının haftada kaç saat fazla mesai yaptığının belirlenmesi gerektiği; davalı ve ihbar olunanın bu belgeleri sunmaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile iddialarını ispat edebileceklerinden, tanıkların yeniden dinlenilmesiyle ortalama olarak vardiya bitim saatini aşacak şekilde kaç saat çalışıldığı aydınlatılıp çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
7. HD. 05.04.2016 T. E: 6561, K: 7812-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.