“İstihkak davasının açılmamış sayılmasına” delillerin toplanmasına ilişkin arar kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce karar verilmesi durumunda, tarifede yazılı avukatlık ücretinin yarısına, ara karar gereğinin yerine getirilmesinden sonraki aşamada ise tamamına hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece, tahrik dilekçesi olmamasına rağmen ......... Sulh Hukuk Mahkemesi'nce gönderilen dosyanın mahkeme esasına kaydedilmiş bulunmasına ve bu yönde bir bozma sebebi olmamasına göre, HMK'nın 20. maddesinin son cümlesinin, henüz dosyanın gönderilmemiş olduğu aşama ile ilgili düzenleme yapmış olduğu ve açılmamış sayılma kararının da bu durumda dosyanın gönderildiği mahkemece verilmesi gerektiği gözetilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Bir başka mahkemece davalı şirketin iflasına karar verildiği gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı-
Ortaklığın giderilmesi isteği-
Davacı vekili tarafından 12.07.2011 tarihli duruşmaya katılamayacağını bildiren usulüne uygun olarak 11.07.2011 havale tarihli mazeret dilekçesi sunulduğu, ancak dilekçenin sehven başka bir dava dosyası içerisine alındığı, bu hususun hükümden sonra hakim tarafından 15.07.2011 tarihinde tutanağa bağlandığı anlaşılmakla, davacı vekilinin mazeret dilekçesinin değerlendirilmeden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Alacaklının, çeke dayalı olarak ciranta borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlu vasisinin şikayet ve itirazında, borçlunun akıl hastalığı nedeniyle kısıtlı olduğu ileri sürüldüğüne göre hukuki işlemlerde tarafların fiil ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun mahkemece resen dikkate alınmasının zorunlu olduğu, mahkemece, takip dayanağı çekin ibraz tarihi itibariyle borçlunun fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığının Adli Tıp Kurumu veya tam teşekküllü bir hastaneden aldırılacak rapor ile tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine karşın kendisini vekille temsil ettiren Orman Yönetimi ve Hazine lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olmasının hatalı olduğu-
Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden davalı yararına vekalet ücreti ile varsa yaptığı yargılama giderlerinin hüküm altına alınması gerekeceği-
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaanın, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olduğu, söz konusu muvazaa da miras bırakanın gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği, ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devrettiği-Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de TMK 706, TBK 237. ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği-
Konut ve çatılı işyeri kiralarında tahliye sebeplerinin sınırlılığı ilkesi gereği sürenin bitmesi ile veya fesih ihtarı ile sözleşmenin sona erdirilemeyeceği, taşınmazın devri halinde yeni malikin sözleşmenin tarafı haline geleceği- Asıl ve birleşen 2 dava olduğu, üç davanın kabul ve ret edilen miktarlar toplamı üzerinden tek bir vekalet ücretine hükmedildiği ancak üç dava için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.