İlam, hükmün verilmesi tarihinden itibaren 10 yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra, borçluya tebliğ edilimesi halinde, borçlunun, süresi içinde temyiz yoluna başvurarak hükmün yalnız ilamın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle bozulmasını sağlayabileceği- Bu sürede zamanaşımını kesen sebeplerin varlığı da kanıtlanamadığından somut olayda "İlam" niteliği kazanan karar için 10 yıllık ilam zamanaşımı geçmiş olduğu, ilamın zamanaşımına uğradığı gözetilerek yeniden hüküm kurulması için kararın bozulması gerektiği-
Tapu kaydında düzeltim isteği-
E.tmanın önlenmesi,ecrimisil-
Hüküm, sadece vekalet ücreti yönünden davalı vekili tarafından temyiz edildiğine, davalı yargılama oturumunda kendisini vekille temsil ettirdiğine göre, HUMK'nun 423 ve devamı, HMK'nun 330. maddesi ile karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7.maddesi hükmü uyarınca; davalı vekili yararına avukatlık ücreti taktir ve tayini gerekeceği-
Yerel mahkemede görülen davada yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasında; davacının kendisine ait gecekondu evde eşi ve 2 çocuğuyla ikamet ettiğinin, işsiz olduğunun, geçimini kardeşlerinin yardımıyla sağladığının, oğlunun lise öğrencisi olup şu anda yürüyemez durumda bulunduğunun, kızının ilkokul öğrencisi olduğunun ve yine diğer davacının ev hanımı ortaokul mezunu olduğunun, psikolojik tedavi gördüğünün, eşiyle birlikte gecekonduda yaşadığının, üzerine kayıtlı menkul ya da gayrimenkul bulunmadığının tespit edildiği, ayrıca; davacılar üzerlerinde kayıtlı gayrimenkul (Davacının ikamet ettikleri gecekondu dışında) bulunmadığı, sigortalı olarak çalışmadıkları ve vergi dairesinde mükellefiyet kayıtlarının bulunmadığına dair evrakları da sundukları, davacıların; mahkemece adli yardım talebinin reddine gerekçe gösterdiği yerel mahkemede görülen davada hükmedilen tazminat alacağını davalı borçlu şirketten karşılayamadığı ve işbu tasarrufun iptali davasını da bu alacağı tahsil edemediğinden açmış olup, ayrıca hesap edilen harcın yüksek olduğu; davacıların bu bedelleri dava harcı olarak ödemesini beklemenin hakkaniyete uygun düşmeyeceği dikkate alındığında, adli yardım talebinin reddinin somut olayın özellikleriyle bağdaşmadığı-
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısının İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabileceği-
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davası-
Tek başına şuf’a davası açmış olan mirasçının, duruşmada “terekeye temsilci tayin ettirmeyeceğini, diğer mirasçıların da onaylarını sağ- lıyamayacağını” bildirmesi halinde, mahkemece açılan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafın tacir sıfatı bulunmadığından davaya bakmaya görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu- Görevin kamu düzeni ile ilgili olduğu, yargılamanın her safhasında ve re'sen nazara alınmasıgerektiği-
Dava, TTK.’ nun 1301. maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. İcra takip dosyasında, en son 15.04.2005 tarihinde davalı(borçlu) şirketin takibe itirazı nedeniyle, bu borçlu hakkında takibin durdurulmasına karar verilmiş olup; yapılan bu işlemden sonra 04.02.2008 tarihine kadar hiçbir işlem yapılmamıştır. Davalı şirket temsilcisinin süresinde verdiği cevap dilekçesinde, zamanaşımı def’inde bulunmuş; mahkemece ara kararı ile zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir. Oysa icra takip dosyasında 15.04.2005 tarihinden 04.02.2008 dava tarihine kadar zamanaşımını kesen hiçbir işlem yapılmadığından 2918 sayılı KTK.’ nun 109/1. maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Bu durumda mahkemece, davalı şirket vekilinin zamanaşımı definin kabulü ile davanın zamanaşımından reddi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi hükmün bozulmasına neden olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.