Borçlunun, haczedilen taşınmazının; hâline uygun mesken olduğundan haczedilemeyeceğini ileri sürerek haczin kaldırılmasını icra mahkemesinden şikâyet yolu ile talep ettiği, alacaklının da icra mahkemesinde duruşma sırasında şikâyetin reddini talep ederek şikâyete karşı koyduğu, hacze konu taşınmazın hâle uygun mesken değerinden daha fazla değerde olduğu yapılan keşifle tespit edildiğinden, şikâyetin kısmen kabulüne kabul verilmesi sonucunda alacaklının kısmen haksız çıktığı; şikâyet sonunda hükmedilecek vekâlet ücretinin de yargılama giderlerine dahil olup, şikâyet yoluna başvuran kişinin kendisini vekille temsil ettirdiği, şikâyetin kısmen kabulü nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin madde 11/3'e göre; borçlu yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, öte yandan; HMK'nın 326. maddesi uyarınca, diğer yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranlarına göre paylaştırılmasının zorunlu olduğu, hâl böyle olunca; bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Haczedilmezlik şikayetine konu olan maaş, Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulmuş zorunlu olmayan yardımlaşma sandığından alındığına göre ve dolayısıyla bu vakıf 506 Sayılı Yasa'nın geçici 20. maddesi kapsamında olmadığına göre haczin kaldırılmasına yönelik şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmaz için düzenlenen resmi senette, irtifak hakkının konusu belirlenmiş olup taşınmaz mal üzerinde özel kafeterya, dinlenme ve seyir salonu, kahvehane ve kafeterya yapılacağı belirtilmiş olup irtifak hakkının konusu itibariyle taşınmaz üzerinde inşaat yapma hakkı tanıyan üst hakkı niteliğinde olduğu anlaşıldığından, üst hakkı 49 yıllığına 30 yıldan daha fazla süreli tesis edilmekle beraber, resmi senette, borçlu şirketin Turizm Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı’ndan izin almadıkça irtifak hakkını kısmen veya tamamen, üçüncü kişi veya kuruluşlara devredemeyeceği, ipotek tesis ettiremeyeceği, kurulan tesislerin işletmeciliğini kiralayamayacağı belirtildiğinden, söz konusu üst hakkının taşınmazdan bağımsız nitelikte olmadığı, üst hakkının tesis edildiği taşınmazın Kültür ve Tabiat Varlığı niteliğinde olduğu ve kamu malı niteliği itibariyle taşınmazdan bağımsız nitelikte olmadığı hususu göz önüne alınarak resmi senette böyle bir düzenlemeye gidilmiş olduğu ve bu sebeplerle üst hakkının taşınmazdan bağımsız olmaması sebebiyle ayrı olarak haczi mümkün olmayıp, ancak üst hakkından elde edilen gelirin haciz konusu yapılabileceği-
İcra memurunun, bir malın haczedilip haczedilemeyeceğini takdir edemeyeceği, alacaklının haciz isteğini yerine getirmek zorunda olduğu, «haczedilen malın haczedilmemesi gerektiğini» ancak borçlunun şikâyet yolu ile icra mahkemesine bildirebileceği– (Not: 6352 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda, 82. maddeye eklenen "icra memuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendir ve talebin kabulüne veya reddine karar verir" şeklindeki yeni hüküm nedeniyle bu içtihattaki görüş bugün için geçerliliğini yitirmiştir... )
Haciz nedeniyle hesaptan gelen paranın ödenmesinin haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel olmayacağı-
8. HD. 01.03.2016 T. E: 2015/6361, K: 3643-
Hacizle ilgili şikayetlerin, kendisine talimat yazılan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümleneceği, bu kesin yetki kuralının mahkemece re'sen uygulanması gerektiği- Talimat yazısının, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da belli bir malın haczini isteyen "nokta haczi" biçiminde yazılması durumunda, hacizle ilgili şikayetin, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince inceleneceği-
Takip dayanağı nafaka alacağı olup işleyen nafaka alacağının adi alacak olmadığı ve borçlunun maaşının haczinin kabil olduğu, bu nedenle işleyen aylık nafakanın tamamı için maaşa haciz konulmasında Yasa'ya aykırılığın olmadığı- Birikmiş nafaka alacağı için ise İİK. mad. 83 uyarınca, borçlunun ve ailesinin geçimi için İcra Müdürlüğü'nce zorunlu olarak takdir edilen miktar tenzil olunduktan sonra kalan bölümün haczedilebileceği-
Borçlu vekilinin şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü taşkın haciz talebinin HMK'nun 297. maddesi gereğince incelenmediği görüldüğünden, mahkemece, borçlu vekilinin, şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü taşkın hacze yönelik şikayeti hakkında değerlendirme yapılarak oluşacak sonucuna göre karar vermesi gerekeceği-
Takibin kesinleşmesinden sonra borçlunun «SSK’dan almakta olduğu emekli maaşının haciz edilmesine» muvafakat etmesi halinde, borçlunun bu beyanının kendisini bağlayacağı–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.