Borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipoteklerin, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engelleyeceği, şikayete konu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiği anlaşıldığından, ipoteğin mesken kredisi, zirai kredi, esnaf kredisi gibi, zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olup olmadığının araştırılması gerekeceği-
Borçlunun meskeniyet iddiasına konu taşınmaza 09.05.2013 tarihinde konulan haciz için Mahkeme’nin .. sayılı dosyası ile ileri sürülen meskeniyet şikayetiyle ilgili verilen karar henüz kesinleşmemiş ise de eldeki haczedilmezlik şikayeti 16/02/2016 tarihli başka bir haciz işlemine ilişkin olduğundan, derdestlikten söz edilemeyeceği; kaldı ki, 09/05/2013 tarihli haczin düştüğü, alacaklı vekilinin yeniden haciz konulması için 16/02/2016 tarihinde talepte bulunduğu- Her haczin yeni bir şikayet hakkı doğuracağı gözetilerek borçlunun başvurusunun son haciz işlemi yönüyle İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup olmadığının tespiti ile başvuru süresinde ise işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- 
Borçlunun başka konutunun olması şikayete konu yerden başka bir yerde hatta yurtdışında bulunmasının meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesine engel teşkil etmediği-
Katkı payı alacağına konu taşınmaz için meskeniyet şikayetinde bulunulamayacağı-
Mahkemece, kural olarak borçluların taşınmazdaki hisselerinin değerleri tespit edilerek borçluların haline münasip ev alabilecekleri miktarlar, mahcuzun değerinden (bu değerden hissesine düşecek miktardan) fazla ise şikayetin kabulü; az ise şikayetin kısmen kabulü ile mahcuzun (borçlunun hissesinin) satılarak, borçluların hallerine münasip ev almaları için gerekli bedelin kendilerine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçluların hallerine münasip ev alabilecekleri miktarlardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 s. Kanun’un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkili ve görevli olduğundan, haczedilmezlik şikayetinin de haczi uygulatan alacaklı birimin bulunduğu yer iş mahkemesince inceleneceği- Borçlunun görev ve sıfatı gözetildiğinde, kendisinin İİK. 82/1. maddesinin 12. bendinde belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesinin gerekmediği-
Her ne kadar alacaklı vekilinin talebi üzerine icra müdürlüğünce mahkemenin ihtiyati haciz kararına istinaden 13.04.2010 tarihinde yapılan haciz sırasında borçlu, almakta olduğu emekli maaşından her ay 200,00 TL kesinti yapılmasına muvafakat etmiş ise de, ödeme emri 04.05.2010 günü tebliğ edilmiş olup, borçlunun, takip kesinleşmeden önceki hacze muvafakatinin bir hukuki sonuç doğurmayacağı-
Borçlunun haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurusunun haklı olduğu nazara alınarak yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiği-
İcra mahkemesi kararının temyiz edilmesinin, satıştan başka icra işlemlerini durdurmayacağı- Süresinde kıymet takdirine itiraz eden borçlunun, ihale konusu menkulün satışa esas değerinin düşük olduğuna yönelik iddiasının ihalenin feshi aşamasında inceleme konusu yapılabileceği-
Mahkemece, bozma ilâmına uyulmasına rağmen hacizli araçlar yönünden mahallinde yapılan keşfin yalnızca fotoğrafçı bilirkişi refakati ile gerçekleştirildiği, bozma ilamında belirtildiği şekilde şikayet konusu yapılan araçların tamamı yönünden, fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadıkları, nitelikleri gereği hacizlerinin mümkün olup olmadığı yönünden konusunda uzman bilirkişilere inceleme yaptırılarak rapor aldırılmadan, yalnızca mahkeme gözlemine dayalı olarak bir kısım araçlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görüldüğünden; mahkemece, bozma ilamı gereğince, hurda araçların haczinin mümkün olduğu da dikkate alınarak uzman bilirkişilerin katılımıyla yeniden keşif yapılarak anılan hususlarda, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu aldırıldıktan sonra karar verilmesi gerekeceği- Şikayetçi borçlunun kendisini vekille temsil ettirdiği ve şikayetin kısmen kabulüne karar verildiği halde, HMK.nun 326. maddesi gereğince mahkemece, şikayetçi yararına A.A.Ü.T'ne göre vekalet ücreti takdir edilmemesinin doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.