Davalı yararına manevi tazminata hükmedilebilmesi için, davacı kocaya yüklenen davranışların, davalının kişilik hakların saldırı niteliğinde olması gerekeceği-
Dava konusu haberin bu olay yeri inceleme tutanağına göre yapıldığı anlaşıldığından davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığından söz edilemeyeceği ve korunması gereken üstün kararın basın özgürlüğü olduğunun benimsenmesinin gerekeceği-
Kural olarak bir kimsenin resminin izinsiz yayınlanmasının hukuka aykırı olup kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği-
Davacının davalı banka ile imzaladığı kiralık kasa sözleşmesine dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine-
Davalının yapmış olduğu açıklamalarda kamu yararı bulunduğu, tarafların siyasetçi olarak işgal ettikleri konumlar dikkate alınarak açıklamanın ceza dosyasındaki bilgilere dayanılarak yapıldığı ve görünen gerçeğe uygun olup hukuka aykırılık unsuru oluşmadığından davacının kişilik haklarına saldırıdan söz edilemeyeceği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olup hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminata takdir edilmesi gerektiği- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre takdir edilen yoksulluk nafakasının az olup hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda hükmedilmesi gerektiği-
Türk Silahlı Kuvvetlerinden takdirname almış ve normal süreçte emekli olmuş bir kimseye istinaden «ordudan emekli olabildiği doğru mudur?» ibaresi kullanılarak normal süreçte emekli olmadığı gibi bir şüphe yaratılmasının, kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilmesi gerekeceği–
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden, boşanma isteğinin reddi gerekeceği- Boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceği (TMK. mad. 174/2)-
Gerçeğe aykırı olarak, evli olan davacının gizli ve yasak aşk yaşadığı biçimde haber yayımlanmasının onun kişilik haklarına saldırı oluşturacağı, haberin başka yayın organlarında yayımlanmış olmasının da davalıların eylemini hukuka uygun hale getirmeyeceği gözetilerek, davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekeceği-
Davacının "altın set" isteği bulunmadığı halde, istek dışına çıkılarak bir adet 22 ayar setin de hüküm altına alınmasının doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.