Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişinin salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamayacağı, bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olmasının da zorunlu olmayacağı, şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığının yeterli olacağı, bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğunun kabul edilmesi gerekeceği, aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılması gerekeceği-
Hukuka aykırı eylemde bulunan kişi mağdurun ismini açıkça belirtmemiş veya isnat ettiği fiili üstü kapalı bir biçimde geçiştirmişse, isnadın mahiyetinde ve mağdurun şahsına matufiyetinde tereddüt edilmeyecek derecede karineler varsa, hem isim zikredilmiş, hem de hakaret vaki olmuş sayılacağı- Davalının sosyal paylaşım ağı Twitter hesabı üzerinden yazdığı ifadelerinde; davacı isminin ve sıfatının belirtilmediği, ortalama bir kişinin davalının sözlerinin muhatabının davacı olduğunu anlayamayacağı görüldüğünden, internet yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin davanın, matufiyet unsuru gerçekleşmediğinden reddine karar verilmesi gerektiği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın için takdir edilen yoksulluk nafakasının çok olduğu- Davalı kocadan kaynaklanan davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde maddi bir olayın varlığı kanıtlanmamış olup, koşulları gerçekleşmediğinden kadın yararına manevi tazminat verilmesinin doğru olmayacağı-
2. HD. 02.05.2018 T. E: 2016/16696, K: 6076-
Dava konusu yayında, basının haber verme ve eleştiri yapma sınırları aşılarak, anlatılmak istenen konu ile ilgili olmayan sözlere yer verilmiş olup; bu sözlerin, davacı derneğin kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminat istemi-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak yoksulluk nafakasına takdir edileceği- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası az olduğundan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatlar az olduğundan, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak maddi tazminat takdir edileceği-
Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı
Yerel mahkemece maddi ve manevi tazminat yönünden bozma ilamına uyulduğu ancak nafaka yönünden önceki kararında direndiğini açıklamakla birlikte, bozma ilamından sonra yapılan keşif ile davalı adına kayıtlı dükkanın değeri ve kira gelirini belirlediği ve bu miktarların göz önünde tutularak direnme kararı verildiği; direnme hükmü sırasında yeni belirlenen değerler dikkate alındığına göre nafaka yönünden direnme kararının değil yeni bir hükmün söz konusu olduğu-
Davalıların birden çok gazeteye yansıyan beyanlarına göre haber yaptıklarından, basın özgürlüğü çerçevesinde kamu yararı da esas alındığında, davalıların davacının kişilik haklarına saldırıda bulunmadığı- Ergenekon Davası'' olarak bilinen davada davacı ile ilgili olarak dava açıldığı, dosyadaki konuya ilişkin bölümlerin olup olmadığı araştırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.