Katkı payı ve artık değere katılma alacağı isteği-
Yargıtay'ın sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşlerin arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerektiği, başka bir anlatımla şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerektiği, bunun da mal rejiminni sona ermesi ile gerçekleşeceği-Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşulu olduğu, mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılması gerektiği-Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın "görülebilirlik ön koşul yokluğu" ndan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağının hesaplaması yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, aracın ruhsat ve satın alınma bilgileri, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri malvarlıklarına ilişkin sair belgelerin bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulması gerekeceği, uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kuruldan da yardım alınması gerekeceği, bu durumda mahkemece, alım tarihindeki değer tespiti, kalan kredi borcu ve hesaplamada açıklanan eksiklik ve hatalar giderildikten sonra Yasa ve yerleşik Daire uygulamasına uygun şekilde hesaplama yapılıp temyiz edenin sıfatı gözetilerek oluşacak sonuç dairesinde davacının katılma alacağı hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu aracın eşler arasında edinilmiş malları katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde alınmış olması halinde, bu mal rejiminin başladığı tarihten aracın satın alındığı tarihe kadarki dönemde davacı kadının geliriyle bu araca sağlayabileceği katkı oranının (değer artış payının) bilirkişi incelemesiyle tespit edilip, belirlenen bu oranla aracın tasfiye tarihindeki değerinin çarpımı sonucu elde edilecek bedele hükmedilmesi gerekeceği-
Tarafların boşanma davasındaki anlaşmalarının boşanmanın feri niteliğinde hususları içermesi halinde, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebini kapsamayacağı-
8. HD. 04.07.2017 T. E: 2015/19041, K: 9809-
Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verileceği- Ayrıca rapor alınması yoluna gidilmediği açıklanarak İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınan alacağın güncellendiği belirtilmesine rağmen hüküm fıkrasında istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olmasının HMK’nin 353. maddesine aykırı olduğu-
Eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu tarihte satın alınan ve davalı eş üzerine tescil edilen taşınmaz üzerinde tarafların katkı payı oranları belirlenirken evlilik tarihinden taşınmaz alım tarihine kadar taraf gelirleri, tasarruf edecekleri miktar, TMK. 152 gözetilerek bulunan katkı payı oranlarının dava konusu taşınmazların dava tarihi ile belirlenen piyasa sürüm değeri ile çarpımı neticesinde bulunacak miktarların dikkate alınması gerektiği- Katkı payı lacağı ile katılma alacağının karşılık olarak takas-mahsup edilebileceği-
Mahkemece mal rejiminden kaynaklanan katkı ve katılma alacağı talepleri incelenirken, taşınmaz bakımından talebin katkı payı alacağına ilişkin olduğunun düşünülmesi, değişik bankalarda davalı adına bulunan hesaplarla ilgili katkı payı ve katılma alacağı talebinin ise vekalet görevinin kötüye kullanılması alacağının değerlendirilmesini de etkileyecek nitelikte bulunduğunun gözetilmesinin gerekeceği-
Katılım bedelinin kişisel mallardan sağlandığının açıkça ispatlanamaması halinde, bedel karşılığı oynanan şans oyunlarından kazanılan ikramiyelerin "kişisel mal" değil; "edinilmiş mal" grubuna dahil olduğunun kabulü gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.