Paydaşlardan herbirinin, diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanıp, onu kullanabileceği; kötüniyetli zilyedin, taşınmazın haksız olarak alıkonulmasından kaynaklanan tüm zararlardan sorumlu olacağı-
Davacının dava dilekçesinin ekinde boşanma protokolünü mahkemeye sunmuş olması, boşanma davasındaki beyanları, boşanma kararının hüküm kısmı ve tarafların hiçbir zaman protokoldeki imzalarını inkar etmemiş olmaları, protokolün mahkemece onaylandığı, dikkate alındığında, boşanma dava dosyasındaki bu belge ve beyanların mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu; böylece, görülmekte olan davada kesin delil niteliğini taşıdığı ve ayrıca davacının bu ikrarına rağmen evlilik birliği içinde alınan taşınmaza katkı nedeniyle alacak istemine ilişkin davayı açarak tamamen aksini ileri sürmekle dürüstlük kuralına aykırı davrandığının ve bu durumun hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiğinin kabulü gerekeceği-
TMK.nun 229/1. fıkranın 1 ve 2. bentlerinde belirtilen mal varlığı değerlerinin mal rejiminin sona ermesi anında mevcut bulunmadığı, çünkü malların elden çıkarılmış mallar olduğu, fakat artık değerin bulunmasında teorik olarak ya da kağıt üzerinde hesaba katılacakları, ekleme sonrası oluşan artık değerden hesap yoluyla elde edilen katılma alacağını bir eş diğer eşten elde edebilirse eklenecek değer olarak ifade edilen bu tür işlemlerin geçerliliğini koruyacakları-
TMK.nun 203. maddesine göre, "mal rejimi sözleşmesinin, evlenmeden önce veya sonra yapılabileceği; tarafların istedikleri mal rejimini, ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebileceği, kaldırılabileceği veya değiştirilebileceği-
Mahkemece mal rejiminden kaynaklanan katkı ve katılma alacağı talepleri incelenirken, taşınmaz bakımından talebin katkı payı alacağına ilişkin olduğunun düşünülmesi, değişik bankalarda davalı adına bulunan hesaplarla ilgili katkı payı ve katılma alacağı talebinin ise vekalet görevinin kötüye kullanılması alacağının değerlendirilmesini de etkileyecek nitelikte bulunduğunun gözetilmesinin gerekeceği-
1.1.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkıda bulunması gerekeceği-
8. HD. 25.06.2019 T. E: 2018/13571, K: 6421-
Boşanma dosyasının yargılama tutanağında bulunan ‘’alacak, eşya…’’ ibarelerinin mal rejimi tasfiyesini de kapsayacağı-
Her iki araç alım tarihide 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihinden sonra alındığına göre eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiğinden davanın katkı payı alacağı olarak değil edinilmiş mallara katılma alacağı olarak değerlendirilmesi gerekeceği-
Saptanan bu durum karşısında tarafların çalıştıkları tarihten, 890 ada 18 sayılı parselde bulunan dairenin alındığı 10.12.1999 tarihine kadar her birinin ayrı ayrı toplam gelirlerinin hesaplanmasının, eşlerin sosyal statüleri ve mesleki kariyerleri gözetilerek her eşin olağan koşullarda yapabilecekleri giderlerinin saptanmasının, davalı Şeref Akçakaya'nın 743 sayılı TKM.nin 152. (yeni TMK.’nun 186.) maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü de gözönünde tutularak yaptığı giderlerinde kişisel giderlerine eklenmesinin, her eşin toplam giderlerinin, kişisel gelirlerinden ayrı ayrı düşürülmesinin ve böylece her eşin yapabileceği tasarruf miktarının bulunmasının, toplam tasarruf miktarı karşısında, davacının tasarruf oranının belirlenmesinin ve belirlenen bu oranın, davanın açıldığı 04.07.2007 tarihine göre belirlenecek taşınmazın gerçek değeri ile çarpılması sonucu bulunacak miktarın davacının katkı payı alacağı olarak hüküm altına alınmasının gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.