Yerel mahkemenin kararı ile borçlunun TMK.nun 407. maddesi gereğince vesayet altına alındığı, vesayet kararından sonra kısıtlı doğrudan taraf gösterilerek icra takibine başlandığı görüldüğünden, vesayet altına alınma kararından sonra başlatılan takipte, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve kısıtlı adına itiraz ve şikayet haklarını vasi kullanacağından, doğrudan kısıtlı borçlu hakkında takip yapılamayacağı hususunun kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece de re'sen gözetilmesi gerekeceği, o halde, mahkemece, takibin iptali gerekirken, icra emrinin borçlu vasisine tebliğ edilmediği gerekçesi ile icra emrinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra emrinin vekil yerine asile tebliğ edilmiş olmasına rağmen, vekil tarafından süresinde “borca itiraz” başvurusu yapılması halinde, icra mahkemesince “icra emrinin iptaline” karar verilemeyeceği-
İlamda açıkça faiz alacağı olarak belirlenen miktar için işlemiş faiz ve takipten sonra bu alacak için istenen işleyecek faiz isteminin yasaya aykırı olması gerekeceği-
Yasa uyarınca icra kefilinin sorumluluğunun, kesinleşen takipteki asıl alacak ve kefilin eklentilerinin miktarı ile sınırlı olduğundan, asıl borçlu yönünden takip kesinleşmeden icra kefili hakkında takibi yürütür şekilde işlem yapılamayacağı–
İtirazın iptali kararı ile birlikte itirazla duran takibe devam edilebileceği, takibin devamı için ayrıca icra emri gönderilmesine gerek yoksa da, itirazın iptali kararında ilk defa hükme bağlanan alacakların tahsili için ilamlı icra takiplerinde çıkarılması gereken örnek 4-5 icra emrinin borçluya gönderilmesi gerektiği-
İlamlı icra takibinde, ilama uygun faiz istenmediği ve ilamda belirlenen brüt tutarların net miktarları üzerinden takip yapılması gerekirken brüt miktarlar üzerinden takip yapılmayacağı yönündeki şikayetlerin ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olduğu ve süresiz olarak icra mahkemesince incelenmesi gerektiği-
Takibe konu ipotek, konut kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olup, konut kredisinin bir tür tüketici kredisi olması ve ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketici Kanunu’na tabi olduğundan kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediğinden bu tür bir ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamayacağı, ancak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılabileceği, borçluya İİK'nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri gönderilebileceği-
İİK’nun 150/ı maddesi gereği ipotek borçlusuna hesap özetinin tebliğ olunduğu 10.07.2008 tarihinden önce adı geçenin 20.11.2007 tarihinde ölmüş olduğu ve dolayısıyla, İİK'nun 150/ı maddesindeki hesap özeti tebliğ zorunluluğunun yerine getirilemediği anlaşıldığından örnek (6) icra emri çıkarılarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte icra emrinin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
Türk Gemi Sicilinde kayıtlı bir gemi için alınan «rehin hakkı tesisine ilişkin» kararların, kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, buna karşın yabancı bandrollü gemiler yönünden böyle bir zorunluluğun bulunmadığı, çünkü yabancı gemilerin başka bir ülkede gemi siciline kayıtlı olsalar bile Türkiye’de İİK. 23/III uyarınca taşınır hükmünde oldukları—
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.