Borçlunun şikayetlerinin ve taleplerinin reddedildiğine dair hüküm kurulmuş ancak her bir talebinin neden reddedildiğine dair gerekçe belirtilmediği görüldüğünden, mahkemece, borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü tüm şikayet sebepleri hakkında, Anayasa'nın 141/3 . maddesi ve 6100 sayılı HMK'nun 297. maddesinde belirtilen ilkeler de nazara alınarak inceleme ve değerlendirme yapılıp, oluşacak sonuca göre gerekçesi de açıklanmak suretiyle karar verilmesi gerekeceği-
İcra Müdürlüğü'nden gönderilecek bir muhtıra ile kamulaştırılan taşınmazın tahliyesi mümkün iken icra emri gönderilmek suretiyle takip yapılmasının doğru olmadığı-
Takip dayanağı 1581 s. Tarım Kredi borç senedi ilam niteliğinde olup belgedeki imza inkar edilemeyeceği, edilmesi halinde ise icra mahkemesinde imza incelemesi yapılamayacağı-
İlamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemeyeceği- İlk derece mahkemesince kurulan hükümde; "Davacının davasının kabulü ile takibin davacı yönünden kısmen iptaline ve icra emrinde davacının sorumlu olacağı alacak miktarlarının ... bilirkişi raporuna göre düzeltilmesine ve takibin davacı yönünden bu miktarlar üzerinden devamına, bilirkişi raporunun karara eklenmesine" şeklinde hüküm kurulduğu, anılan ilamın hüküm kısmının, bu haliyle şüphe ve tereddüte yer vermeyecek biçimde açık ve infaza elverişli olmadığı-
İİK.’nun 4. maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetlerin, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesince çözümleneceği; bu hususun kamu düzenine ilişkin “kesin yetki” niteliğinde olduğu ve icra mahkemesince “doğrudan doğruya” gözetileceği-
İpotek borçlusu ve kredi sözleşmesinde kefile çıkartılan ihtarname, şikayetçinin ipotek akit tablosu ve kredi sözleşmesindeki adresine tebliğe çıkarılmamış olduğundan,  yöntemine uygun hesap kat ihtarı tebliği bulunmadığı ve borçluya icra emri gönderilmek suretiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmasının mümkün olmadığı, bu durumda, ipotek borçlusu ve kredi sözleşmesinin kefiline gönderilen icra emrinin iptali ile yetinilmesi gerekirken, takibin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
İcra emri üzerine, borca itirazlarını dilekçesinde belirten borçlunun, sonuç kısmında «icra emrinin iptalini» istemiş olmasına, yaptığı başvurunun «şikâyet» olarak değerlendirilmesini gerektirmeyeceği, borçlunun asıl isteğinin «borca itiraz» (ve dolayısıyla «takibin iptali») olduğu gözönüne alınarak karar verilmesi gerekeceği–
İcra emrinin tebliği üzerine İİK'nun 16. maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK'nun 581. ve devamı maddeleri kapsamında icra kefalet işleminin İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceği değerlendirilerek, ilamlı takibe konu edilemeyeceğinin belirlenmesi halinde, kefaletin geçersizliğine değil, bu kefalete dayalı olarak gönderilen icra emrinin ve varsa icra kefili sıfatı ile yapılan işlemlerin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçluya muacceliyet ihtarının tebliğ edilmediğine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi isabetli olmakla birlikte icra emrinin iptali ile yetinilmesi gerekirken anılan karar ile ............. İcra Müdürlüğünün ................... Esas sayılı dosyasındaki takibin iptaline karar verilmesi bozmayı gerektirir ise de; anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
"Ana para ipoteği"nin (kesin ipoteğin) MK. 875'de belirtilen hususları -yani; "ana para", "takip giderleri" ile "vade tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek faizleri" kapsayacağı–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.