HUHK’ nun 94/2. maddesi hükmüne göre yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile sorumlu tutulmamanın iki koşuklu vardır. Bunlardan biri davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olmak, diğeri de ilk oturumda davanın kabul edildiğinin bildirilmesidir. Bu iki koşulun bir arada gerçekleşmiş bulunması gerekir. Somut olayda davacı, kendisine usulen tebliğ edilen 1. haciz ihbarnamesine itiraz etmemiş ve davalı ilk celseden önce davayı kabul etmiştir. Bu durumda mahkemece davalının yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulmaması gerekirken, yazılı gerekçe ile “davalının yargılama giderleriyle sorumlu tutulması” usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün bozulmasına neden olacağı-
6183 sayılı yasaya dayalı olarak açılmış alacak istemi-
Tazminat ve cezalandırılma istemiyle birlikte açılan davalara ceza mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekeceği-
6183 s. K. mad. 79/6 uyarınca açılan tahsil davasında, davacı amme idaresi bu dava ile üçüncü kişi davalının itirazının aksinin ispatı ve İİK'nun 338.maddesine göre cezalandırılması istenildiğinden, bu davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan davacı alacaklının 2009 yılı Aralık ayı hak edişinden davalı kiracının sözleşmenin ilgili hükmü gereği kestiği cezanın tahsiline ilişkin icra takibine karşı yapılan vaki itirazın iptali istemi-
İcra ve İflas Dairelerinin yaptıkları işlemlerin kanuna veya hadiseye uygun düşmemesi halinde İcra ve İflas Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca bu işlemlere karşı icra mahkemelerine şikayet yoluna başvurulabileceği; icra müdürlüklerinin verdikleri kararlardan kendiliklerinden dönerek yeni bir karar vermeyecekleri-
3. kişi ............ Konut Yapı Kooperatifi'nin, dava dışı borçlu ............ Konut Yapı Kooperatifi'ne, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 11.02.2016 tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler ile 2016 yılına ait ticari defterlerle birlikte banka hesapları ile asıl borçlu ve 3. şahıs arasında düzenlenen protokol hükümleri de dikkate alınarak, her iki tarafın 2016 yılına ait defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun davalı 3. şahıstan kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri yerine, yeterli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi için bu kişilere mutlaka İİK. 89’a göre «haciz ihbarnamesi» gönderilmesinin gerekmediği, bunun yerine «haciz müzekkeresi (yazısı)» gönderilmesinin de yeterli olduğu–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.