İki şirket ortakları arasında akrabalık ilişkisinin olmasının ve faaliyet konularının aynı olmasının tek başına, mülkiyet karinesinin borçlu lehine işletilmesi için yeterli olmadığı, somut olayda mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup davanın İİK'nin 96. maddesi gereğince üçüncü kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, davalı alacaklı tarafından delil olarak gösterilen takip dosyasının mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı-
Şikayete konu makine borçlu şirketin adresinde haczedilmiş olup,şikayete konu makinenin borçlu şirkete ait olduğuna ilişkin fatura da ibraz edildiğinden İİK. 97/a maddesi gözetilerek karar verilmesi gerekeceği-
Adi ortaklıklarda, ortaklardan birinin kişisel borçlarından dolayı hakkında icra takibi yapılması halinde, borçlu ortağın kar veya tasfiye payı belirlenmeden ortaklığa ait hak edişin (istihkakın) doğrudan haczine karar verilemeyeceği-
İstihkak davasının reddedilmesi halinde, -İİK. 97/XIII uyarınca- icra mahkemesince tazminata hükmedilebilmesi için ayrıca talebe gerek bulunmadığı, hakimin kendiliğinden % 40 (şimdi; %20) tazminata hükmedebileceği-
Haciz uygulanan işyerine ilişkin vergi kaydının, esnaf odası ve abonelik kayıtlarının borçlunun kardeşi olan davacı üçüncü kişi adına kayıtlı olmasının, hacizli malların davacı üçüncü kişiye ait olduğuna ilişkin yeterli delil sayılamayacağı bu durumda alacaklıdan mal kaçırmak için davacı üçüncü kişi ile borçlunun danışıklı hareket edip etmediklerinin öncelikle değerlendirilmesi ve yeterli araştırma yapılarak karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup bu karinenin aksi davalı 3.kişi tarafından ispat edilmesi gerekeceği; ancak davalı 3.kişinin dayandığı vergi levhası, istenilen her kişi adına düzenlenmesi mümkün olan fatura mülkiyet karinesinin aksini ispat için yeterli olmayıp ayrıca davalı 3.kişi ile borçlu hatta dava dışı kişi arasındaki işlemlerin alacaklıdan mal kaçırmak amacına yönelik danışıklı işlemler olmasından dolayı 3.kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ile davacının karı-koca olmasının, birlikte oturmalarının, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olmasının, mülkiyet karinesinin borçlu; dolayısıyla alacaklı lehine sayılmasına engel teşkil etmeyeceği-
Mahkemece yaptırılan kolluk araştırmasına göre şikayetçinin tebliğ adresinde ikamet etmediğinin, ............................... adresinde ikamet ettiğinin tespit edildiği, mahkemeye sunulan .................. tarihli vekaletnamede adresinin aynı adres olduğu, UYAP ortamından alınan adres bilgisinden, borçlunun adresinin 19.11.2020 tarihinden itibaren aynı adres olarak göründüğü, geçmiş adres sorgulamasında da tebliğ adresinde hiç oturmadığı anlaşılmakla bu hali ile borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun kabulü gerektiği- Tebliğ adresindeki taşınmazın mülkiyetinin borçluya ait olması veya adına abonelik bulunmasının borçlunun o adreste ikamet ettiği sonucuna varılması için yeterli olmadığı-
Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğunda, çelişkinin giderilmesi için -önceki kararla bağlı olunmadan- yeni karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.