Zamanaşımı itirazında bulunmayan borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
İİK.'nin 150/ı maddesine uygun şekilde asıl borçlu ve ipotek verenler adına çıkarılan hesap kat ihtarına asıl borçlu tarafından itiraz edilmediği ve ipotek veren taşınmaz maliki borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda; sair itirazlarının yanında 'faize ve faiz oranına itiraz ettiği'nin görüldüğü, bu durumda, İİK.'nin 150/ı maddesi gereğince hesap kat ihtarnamesindeki miktar kesinleşmekle ipotek veren taşınmaz maliki borçlu alacak miktarına yönelik iddialarını icra mahkemesinde ileri süremez ise de İİK.'nin 149/a maddesi göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 33/1-2. maddesine göre itfa ve imhal nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep edebileceği-
"Takibin kesinleşmesinden sonra borcun zamanaşımına uğradığı” itirazın her zaman ileri sürülebileceği-
Takip dayanağı ilamdaki uyuşmazlık, mutlak ticari işlerden olan sigorta sözleşmesinden kaynaklandığı için –TTK’nun 21/2 ve 3095 sayılı kanunun 2/3 maddesi uyarınca- borçludan ticari temerrüt faizi istenebileceği–
İbraz tarihi bulunmayan çeke dayalı olarak yapılan takipte ödeme emrini alan borçlunun 5 günlük süre içinde şikayette bulunması halinde, icra mahkemesince takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İİK. 71/son (ve 33a) uyarınca; «takibin iptaline» değil, «icranın geri bırakılmasına» karar verilmesi gerekeceği–
İİK'nun 33/2 maddesine göre icra emri tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş, itfa imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma isteklerinin mutlaka noterlikçe re'sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmesi gerekeceği-
Kabulün, “kesin bir hükmün hukuki neticeleri”ni doğuracağı–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.