Alacaklı vekilinin ‘takip konusu çekin protokole bağlı olarak borcun ödenmesi amacıyla verildiğini, teminat için verilmediğini’ cevabında bildirmesi ve belge içeriğinde takibe konu çekin protokolde yazılı borcun ifası amacı ile ya da teminat amacıyla verildiğine ilişkin bir yazı bulunmaması karşısında, çekin ‘teminat çeki’ olarak kabulü mümkün olmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Keşide yerinin hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açık olarak gösterilmesi gerektiğinden, keşide yerinin «TRB.» şeklinde kısaltılması halinde dayanak belgenin çek niteliğinde sayılmayacağı-
Dava konusu çek arkasındaki cirolarda rehin ile ilgili açıklama bulunmadığından çekin temlik cirosu ile devredildiğinin kabulü gerektiği- Davalı banka tarafından yazılan cevapta, çekin verilen krediye karşılık teminat olarak alındığına yönelik açıklamanın da çekin rehin cirosuyla verildiğini göstermeyeceği-
Haciz tutanaklarının İİK. mad. 105 kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, davalıların kardeş, dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile gerçek bedeli arasında misli fark bulunduğu görüldüğünden, tasarrufun İİK. mad. 278/3,1-2, 280/1 gereğince, dava konusu taşınmazın halen borçlu ve kardeşi tarafından bedelsiz kullanılması nedeniyle diğer tasarrufun da İİK. mad. 280/1 gereğince iptale tabi bulunduğu, menfi tespit davasının, daha önce açılmış olan tasarrufun iptali davasını etkilemeyeceği-
Davalının teminat çekini “kendisine teslim edilmeyen demirlerin bedeli kadar” icra takibine konu edebileceği-
Keşideci borçlunun birinci ciranta hakkındaki iddiasının, kendi imzasının doğurduğu sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı (keşideci borçlunun, ciranta imzasının sıhhatini tartışamayacağı)-
Taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesi götürü bedelli sözleşme olup, sözleşmenin tüm ekleri, tüm ihale işlem dosyası ile yazışmalar, sözleşme eki şartnameler, faturalar ve hakediş raporlarının tasdikli suretleri dava dışı iş sahibinden getirtilip, taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesinin götürü bedelli olduğu gözetilmek suretiyle yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulundan, "fiziki oran" yöntemi olarak adlandırılan yönteme uygun şekilde, ayrıca eksik işlerin sözleşme kapsamında kalıp kalmadığı, giderim bedeli ile tarafların itirazları da göz önünde tutulmak suretiyle, cezai şart ve varsa davacının fazla ödeme iddiaları ile ilgili rapor alınıp değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği-
«Keşide (düzenleme) tarihi» bulunmayan çek’lerin, çek niteliğini taşımayacağı—
Davalı borçlu şirket ile sigortalı işçisi, daha sonra borçlu şirket yetkilisinin damadı olan diğer davalıya yapılan temlik işlemi ile davalının aralarında hiçbir ticari ilişkisi bulunmayan dahili davalılardan şirketlere yapılan temlik işlemlerinin “muvazaalı” olduğu- Davalı borçlu şirketin işçisi ve daha sonra şirket yetkilisin damadı olan kişinin üzerinden dahili davalı şirketlere borcunu ödediği dolayısıyla davalı şirket yetkilisinin (damadın) dahili davalılara yaptığı temlik tasarrufunun da muvazaa olduğu anlaşıldığından, hakkındaki dava duruşmada takipsiz bırakılan davalı hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına, borçlu ile davalı (şirket yetkilisi/damat) arasındaki ile diğer dahili davalılar (şirketler) arasındaki arasındaki dava konusu temlik tasarruflarının davacının dava konusu alacak ve fer'ileriyle iptaline, davalı (şirket yetkilisi/damat) ve dahili davalılar şirketlere anılan temlikler nedeniyle yapılan ödemelerin davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak adı geçen davalı ve dahili davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği- Dava konusu alacak miktarı iptali istenen temlik değerinden daha fazla olduğundan her davalı yönünden iptali istenen temlik tutarı esas alınarak ve ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Menfi tespit-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.