Borçlunun başvurusu İİK'nun 169/a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, kabulü halinde takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Her ne kadar dosyaya sunulan kredi sözleşmesinde takip dayanağı bonoya açık bir atıf yok ise de; alacaklı vekilinin 02/11/2012 tarihli cevap dilekçesinde borçlular ile müvekkili banka arasında ticari ilişki bulunduğu ve kredi verildiğini kabul edip, kredi borcunun ödenmemesi üzerine takibin başlatıldığının belirtildiğinin görüldüğü, takip dayanağı bononun bu sözleşme gereğince verildiği alacaklı vekilinin kabul beyanı ile sabit olduğuna göre, senet, TTK.nun 776/b maddesinde öngörülen kayıtsız ve şartsız bir bedeli ödemek vaadini taşımadığından alacağın tahsilinin yargılamayı gerektirdiği-
Davaya konu çekin TTK’nun hükümlerine göre geçerli olduğu ve mücerret borç ikrarını havi belge olduğu, teminat senedi olmayıp ödeme belgesi niteliğinde bulunduğu, çekin geçerliliğine dair itiraz olmadığı, davacının çek nedeniyle borçlu olmadığını yazılı delille ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilebileceği-
Takip konusu senedin alacaklıya “teminat” amaçlı olarak değil de “alacaklıya verilen zarar karşılığında” (ödeme amaçlı) verildiğinin anlaşılması halinde, İİK.170/a uyarınca “takibin iptaline” karar verilemeyeceği-
D.çesinde "sair yasal delil" diyerek yemin deliline dayanmış olan tarafa, yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılmadan hüküm kurulamayacağı-
Taraflar arasındaki kira ilişkisi 01.09.2014 tarihinde başlamış olup, takibe konu edilen 2014 yılı Temmuz ayı itibariyle taraflar arasındaki kira ilişkisinin başlamamış olduğu gibi, kira sözleşmesinde 2014 yılı Temmuz ayı kirasına ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı, bu durumda 2014 yılı Temmuz ayı kirası yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece bozma ilamına karşı tarafların beyanlarının alınması sırasında, bozma ilamı gereğine uygun olarak tarafların uyuşmazlıkla ilgili açıklayıcı beyanlarının alınması ve ilk hükümden farklı olarak 1.000.000.000 TL lik kısım için davanın konusuz kaldığı yönünde karar verilmiş olması karşısında, verilen 27.05.2005 günlü karar direnme kararı olmayıp bozmadan esinlenilerek ve yeni olgular eklenerek verilmiş yeni bir hüküm olduğundan yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekeceği-
Davalıının nakden düzenlenmiş bonoların nakdi borca karşılık alındığını savunması ile bonoları talil etmiş sayılmayacağı, davacının bu iddiasını yazılı belge ile kanıtlamak zorunda olduğu- Mahkemece davacının bonolara karşı yazılı delillerini değerlendirip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Ana dosyadan tefrikine karar verilen dosyasının karar başlığında sanki tefrik olmamış gibi gösterilmesinin de doğru olmadığı-
Asıl dava kısmen kabul edilmiş olup, reddedilen kısım üzerinden davalı yararına nispi oranda vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken bu yönde bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.