Davalıının nakden düzenlenmiş bonoların nakdi borca karşılık alındığını savunması ile bonoları talil etmiş sayılmayacağı, davacının bu iddiasını yazılı belge ile kanıtlamak zorunda olduğu- Mahkemece davacının bonolara karşı yazılı delillerini değerlendirip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Ana dosyadan tefrikine karar verilen dosyasının karar başlığında sanki tefrik olmamış gibi gösterilmesinin de doğru olmadığı-
Menfi tespit davası-
Asıl dava kısmen kabul edilmiş olup, reddedilen kısım üzerinden davalı yararına nispi oranda vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken bu yönde bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Malen kaydı içeren senet karşılığı malların teslim edilmediğine ilişkin iddianın davacı tarafından yazılı delille ispatlanması gerekeceği-
Davalı borçlu, “borcun ödenmesi nedeniyle bono aslının icra müdürlüğü tarafından kendisine iade edildiğini, senedi aldıktan sonra imha ettiğini” savunmuştur. Senedin borçlu elinde olması aksi kanıtlanmadıkça borcun ödendiğine karine teşkil eder. Bu durumda senedin borçlu elinde olmasının ödemeye karine teşkil edip etmeyeceği tartışılmadan yazılı gerekçe ile “davanın kabulüne” karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
“Takibe konu senedin teminat için verildiği” ileri sürüldüğünde, bu husus borçlu tarafından belgeye dayanılarak ya da alacaklının ikrarı ile belirlenebileceği, bu halde takibe konu senedin teminat için verildiğinin ispatı üzerine, artık senet kambiyo niteliğini yitireceğinden “takibin iptaline” karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında taahhütname ismiyle düzenlenen belgenin ve belgede davaya konu takipten bahsedilerek haczin kaldırılmasından itibaren 30 gün içinde bankadan kredi çekip 235.000,00 TL’yi ödediği takdirde yüklenicinin 2.000.000,00 TL ve 185.000,00 TL bedelli senetleri iade edeceği, aksi takdirde haczini yenileyip icraya devam edeceğinin kararlaştırıldığı, bu belgenin TBK mad. 133 kapsamında borcun yenilenmesi niteliğinde olduğu- Borcun yenilenmesi nedeniyle davalı yüklenicinin ancak yeni borcun tahsilini isteyebileceği-
Takip dayanağı bononun ön yüzünde "teminat senedidir" ibaresi mevcut ise de, hangi hukuki ilişkinin teminatı olduğu açıkça yazılmamış olup, bono üzerindeki bu ibarenin, tek başına senedin teminat senedi olduğu iddiasını ispata yeterli olmadığı-
Senedin teminat senedi olduğu iddiasının, senet üzerine hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılmak suretiyle ya da senede açık atıf yapan yazılı bir belge ile ispatlanması gerekeceği, bu nedenle takip dayanağı bonoların arka yüzünde yazan ibare, bononun kayıtsız ve şartsız bir bedeli ödemek vaadi unsurunu ortadan kaldırdığından, takip dayanağı bononun mücerret borç ikrarı içermediği itirazının kabulüne karar verileceği-
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında takip dayanağı senedin faktoring sözleşmesi kapsamında alındığının alacaklının kabulünde olduğu, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9. maddesi ve yönetmeliğin 8. maddesince, alacaklı faktoring şirketinin bono yönünden yetkili hamil olduğunu fatura ile tevsik etmesi gerektiğinin düzenlenmesi gerektiği, alacaklı tarafından bonoya yönelik bir fatura sunulmadığından, İİK. 170/a uyarınca 'takibin iptaline' karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.