Davalı borçlunun ticari defterlerinin, kapanış tasdiki olmaması nedeniyle lehe delil olamazsa da, kendi defterinde kayıtlı borç bakımından aleyhine delil olacağı- 6762 s. TTK. mad. 84 uyarınca hiçbir tacir kendi defterine aleyhe kayıt düşemeyeceğinden, faturaların davalı defterinde kayıtlı olmasının faturalar içeriğindeki malın davalıya teslim edildiğine karine oluşturacağı- Faturalar içeriği emtianın teslim edilmediğini, faturaların usulsüz olduğunu davalı ispatlaması gerektiği- Dava konusu olmayan faturalara dayalı olarak tek taraflı alınmış tespit raporlarına, yine tarafları ve dava konusu farklı olan, yargılama aşamasında da bu yön gözetilerek bekletici mesele yapılmasından vazgeçilen dava dosyasındaki raporlara dayanılarak eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile hüküm kurulamayacağı- Mahkemece öncelikle fatura içeriğindeki emtiaların teslim edilmediği ve faturaların usulsüz olduğu yönündeki iddiaya konu savunmanın davalı tarafça ispatlanması gerektiği gözetilip karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu alacak, likit (bilinebilir, belirlenebilir) nitelikte olduğundan ve davalı itirazında haksız çıktığından İİK' nın 67/2. maddesi uyarınca davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi ve dava kabul edildiğinden davacı yararına hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca vekalet ücretine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı borçlu ile davalı 3.kişi anne-oğul olup haciz tarihi itibariyle davalı 3. kişinin 18 yaşında olması, adresinde yapılan başka bir hacizde, haciz mahallinde borçlunun diğer oğlunun önceden borçlu annesi ile davalı 3.kişi kardeşinin birlikte mobilya şirketi işlettiklerini sonradan annesinin mobilya şirketini kapattığını, davalı 3. kişinin farklı ünvanla mobilya ticaretine başladığını beyan etmesi ve davalı 3.kişinin işe başlama tarihi ile takip dayanağı çekin keşide tarihi arasında 1 ay olmakla birlikte ticari hayatta çeklerin ileri tarihli düzenlenmesinin sıklıkla karşılaşılan bir durum olması, davalı 3. kişinin diğer adresinde yapılan başka bir hacizde "borçluya ait evraklara rastlanılması, her iki şirketin faaliyet alanlarının aynı olması" nedeniyle borçlunun ticari faaliyetine davalı 3. kişi üzerinden danışıklı olarak devam ettiğinin anlaşıldığı; İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla "alacaklı lehine olduğu", ispat yükü altında olan davalı 3. kişi karinenin aksini kanıtlamaya elverişli delil sunamadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davacı tarafından çalındığı iddia edilen çeke ilişkin olarak mahkemece, çekin keşide tarihinde davacı vakfı temsile yetkili kişiler belirlenip çek üzerindeki imzaların bu yetkililere ait olup olmadığı yönünde bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği-
İtirazın iptali davası-
Davacı borçlu, menfi tespit davasında dava dilekçesinde açıkça, başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiş, bu icra dosyasında takip konusu yapılan ayların davacı kiracının bildirdiği tahliye tarihinden önceki aylar olduğu görülmüş olup davacı kiracı hakkında davalılar tarafından başlatılan takip nedeniyle ve bu takip talebinde talep edilen aylar kira paraları itibariyle kiracının borçlu olup olmadığı araştırılıp, varsa ödemeler mahsup edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu-davacı yararına kötüniyet tazminata hükmedebilmek için, menfi tespit davası sonunda, alacaklı-davalının takip başlatmakta haksız olduğunun anlaşılması tek başına yeterli olmayıp, kötüniyetli olduğunun da davacı-borçlu tarafından ispatının gerektiği, kötüniyetli sayılabilmesi için de, haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olması gerektiği-
3. HD. 04.10.2018 T. E: 2016/22082, K: 9561-
Alınan raporlar doğrultusunda; dava konusu tutanaktan önce 357 gün esas alındığında tutanaktan sonraki 312 günlük süreden daha az ortalama elektrik tüketimi yapıldığı, tutanaktan önce 1583 gün esas alındığında ise tutanaktan sonraki 312 günlük süreden daha fazla ortalama elektrik tüketimi yapıldığının tespit edildiği, bu kapsamdaki değerlendirmeler yönünden çelişkilerin giderilmediği, davacının tespit edilen eylemi yönünden belirlemeleri yürürlükteki mevzuata uygun olmadığı anlaşıldığından; mahkemece, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ile 122 Sayılı EPDK Kurul Kararı çerçevesinde değerlendirilmesi ve söz konusu eylemin oluşturduğu sonuç açısından belirlenmesi için ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, birbiriyle çelişen raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kira avansı olarak ödenen bedelin kiraya verenden tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin davada, davacı alacaklının, takip yapmakta haksız olsa da davanın niteliğine göre kötüniyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden, davalı borçlunun kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği- İtirazın iptali davasının reddi halinde, dava dilekçesinde gösterilen dava değeri üzerinden kendisini davada vekille temsil ettiren davalı yararına nispi vekalet ücreti takdiri gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.