Ortakları ile yönetim kurulu başkan ve üyelerinin terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu Millî İstihbarat Teşkilatı veya Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bildirilen medya hizmet sağlayıcı kuruluşların lisans başvuruları reddedilmesi uygulamasının, ifade ve basın özgürlüğünü sınırladığı- Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasıyla elde edilen veriler kişisel veri niteliğinde olduğu, sözleşmeli olarak işe alınacak personel hakkında güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılması uygulamasının kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırladığı- İnternet abonelerine ait kimlik bilgileri kişisel veri niteliğinde olduğu, polise sanal ortamda araştırma yapma yetkisi kapsamında kişisel veri niteliğindeki internet abonelerine ait kimlik bilgilerinin polis tarafından elde edilmesine imkân tanımasının ve bu yöndeki bilgilerin erişim, yer ve içerik sağlayıcıları tarafından kolluğa bildirilmesinin kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırladığı-
Satış esnasında sunulan proje ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan ve eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dükkanda oluşan değer kaybının ve uğranılan kira kaybının ödetilmesi talebine ilişkin davada, talep edilen hususların açık ayıp, gizli ayıp, eksik iş mi olduğunun; gizli ayıplar yönünden bu ayıpların kullanım ve mevsimlerdeki yağmur, kar, güneş ve ısı durumları dikkate alınarak ne zaman oluştuğu ya da oluşacağı ve bunu normal vasıflardaki alıcının ne zaman fark edebileceği ile bağımsız bölümün teslim tarihi ve ihbar tarihinin araştırılarak, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti gerektiği-Satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, Yargıtay tarafından "nisbi metod" hesaplama yönteminin benimsenmekte olduğu ve buna göre "satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın satış bedeline yansıma miktarı"nın belirlenmesi gerektiği-
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 347/1.maddesi hükmüne göre konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya verenin sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremeyeceği, ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya verenin, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminde en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebileceği, 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçici 2.maddesi uyarınca, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce TBK’nın 347. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden 10 yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl sonra uygulanacağının öngörüldüğü-
9. HD. 11.02.2013 T. E: 2012/33914, K: 4867-
9. HD. 14.06.2022 T. E: 6754 , K: 7745
Yüklenici firmanın edimlerini yerine getirmediği için tarafların anlaşarak 14.06.2012 tarihli düzenleme şeklinde fesihname ile sözleşmeyi fesih ettiklerive aynı tarihli yeni bir sözleşmenin yeni yüklenici olan şirket ile imzalandığı, eski yüklenici şirketin hiçbir inşaat faaliyetinde bulunmadığından, davanın reddi gerekeceği-
Asıl alt işveren ilişkisinde ilişkinin muvazaalı veya yasadaki unsurları taşıyıp taşımadığının belirlenmesinde, biri asıl diğer hukuksal ve ekonomik bağımsızlık ile ayrı bir iş organizasyonuna sahip iki ayrı işverenin bulunup bulunmadığı, alt işveren işçilerinin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadıkları, alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin, yardımcı işlerinden olup olmadığı, alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı; alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığı; alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığı; istihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığı; alt işverene verilen işte asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığı; yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığı; yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığının araştırılması ve irdelenmesi gerektiği- Mahkemece, davacının davalı kurumunda tam olarak ne iş yaptığı açıklığa kavuşturulmadığı, davalılar arasında bulunduğu anlaşılan asıl-alt işverenlik sözleşmelerinin getirtilmediği ve muvazaa iddiasının gerekçede irdelenmediği, davacının hangi davalı işyerinde işe iadesine karar verildiği ve yasal sonuçlardan hangi davalının sorumlu olduğu hükümde belirtilmediği görüldüğünden, öncelikle ilgili asıl-alt işverenlik sözleşmeleri dosyaya getirilerek, davacının işe ilk girişinden itibaren hangi hizmet alım sözleşmesi bünyesinde hangi dava dışı şirket nezdinde hangi görevlerde çalıştığının tespit edilmesi ve yine gerekirse uzman bilirkişi kurulundan rapor almak suretiyle davalılar arasında muvazaa bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre alt işverenlik ilişkisinin muvazaaya dayandığı anlaşılırsa, asıl işveren işyerine iadeye, muvazaa bulunmayıp sadece asıl-alt işveren ilişkisinin bulunduğu sonucuna ulaşılırsa, alt işveren davalı şirket nezdindeki işine iadeye, yani, davacının hangi işveren nezdinde işe iadesine karar verilecek ise, bu husus hüküm fıkrasında açıkça belirtilecek şekilde ve her halükarda davalıların yasal sonuçlardan birlikte sorumlu oldukları gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
Tarafların iradelerini etkileyip sözleşmeyi yapmalarına neden olan şartlar daha sonra önemli surette, çarpıcı, adaletsizliğe yol açan olayların gerçekleşmesi ile değişmişse, tarafların artık o akitle bağlı tutulmayacağı, değişen bu koşullar karşısında MK. 2. maddesinden yararlanılarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesi imkanının hasıl olacağı - Sözleşmedeki intibak boşluğunun hak ve nesafet, doğruluk, dürüstlük kuralları ışığında yasa boşluğunda olduğu gibi MK. md. 1’deki yetki kullanılarak doğrudan kendisinin yaratıp takdir ettiği bir kuralla hakim tarafından doldurulması gerekeceği–
Özelleştirme kapsamına alınan işyerlerinin tamamen veya kısmen satışı, kiralanması, işletme hakkının devri durumlarında işyerinin devri söz konusudur ve devrin hukuki sonuçları ortaya çıkar; işyerinin özelleştirmeye hazırlanması, özelleştirilmesi, küçültülmesi, faaliyetlerinin tamamen veya kısmen durdurulması nedenleriyle ise sözleşmelerin ancak bildirimli fesih yoluyla sona erdirilebileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.