Davacı tarafından ileri sürülen ihalenin feshi sebeplerinin gerekçesiyle birlikte tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Paraya çevirme masraflarının, öncelikle satış bedelinden alınarak bunları yapan alacaklıya ödenmesi gerekirse de, dosya alacaklısının, yaptığı masrafları, borçludan talep hakkından vazgeçmesi halinde, istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı (karşı davacı) hakkında, davacı (karşı davalıya) yönelik cinsel taciz eylemi nedeniyle başlatılan idari soruşturma sonucunda lüzumu muhakeme kararı verildiği ve karara itirazın Danıştay tarafından reddedilerek kesinleştiği; Ceza Mahkemesinin dosyasında davalı hakkında, davacıya yönelik cinsel taciz suçundan açılan ceza davasında yapılan yargılama sonucunda verilen delil yetersizliğinden beraat kararının temyizi üzerine Yargıtay Dairesince zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile kamu davasının düşürülmesine karar verildiği, bu durumdan yasal şikayet hakkının kullandığı anlaşıldığından, mahkemece davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
İhtiyati haczin, nitelikçe geçici bir hukuki koruma tedbiri olduğu- Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacının, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmak olduğu- Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların ya da onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerektiği- Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirdiği (İHAS 6, 2709 sayılı T.C Anayasası 36, HMK 33)- İhtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerektiği-
Haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemi-
İlamsız icra yoluyla başlattıkları takibe yapılan itirazın haksız olması nedeniyle itirazın kaldırılması,takibin devamı,%20 tazminata karar verilmesi isteminde, dava dilekçesinin usule uygun olarak davalıya tebliğinden sonra yargılamanın duruşma açılmak suretiyle yapılması gerekeceği-
Davanın yargılaması sırasında dinlenen tanıklar, adliye asansör ve otoparkından avukatların yararlandırılmadığını ifade etmiş olduklarından; bu beyanlara göre; şikâyeti haklı kılacak emare ve olguların varlığının kabulü gerekeceği-
Uyuşmazlık; İİK’nın 308/e maddesinde konkordatonun kısmen feshi hakkında verilen karara karşı kararın tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabileceğinin belirtilmesi karşısında, davalı vekili tarafından kanunda öngörülen on günlük istinaf süresinden sonra ancak İlk Derece Mahkemesince gösterilen kanun yolu süresi içerisinde verilen istinaf dilekçesinin süresinde kabul edilmesinin gerekip gerekmediği, buradan varılacak sonuca göre Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf dilekçesinin, süresinden sonra verildiği gerekçesiyle reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır..
Fark kıdem tazminatı ile ihbar tazminatının ödetilmesine-
HMK'nun 209. maddesi, "imzası inkar edilen senet yönünden" düzenlenmiş olup, senetteki imza hususunda davacı yanın inkarı bulunmayıp, senedin içerik olarak sahteliği iddia olunmakla; HMK'nun 209. maddesi değil, İİK'nun 72/3. maddesi koşullarının aranacağı ve bu koşullara göre varsa ihtiyati tedbir verilebileceğinden bu nedenle davacı yanın istinaf başvurusunun yerinde görülmediği- Adli yardımdan yararlanabilme koşulları, yoksulluk ve haklılık olup; yoksulluk, tamamen fakr-u zaruret içinde bulunmak şeklinde anlaşılmamalı, kendisi ve ailesinin normal geçimini sağlayacak kadar mal ve haklara veya gelire sahip olan bir kişinin, açmak zorunda kaldığı bir dava veya kendisine karşı açılan bir dava sebebiyle yapmak zorunda kalacağı harcamaları, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zora düşürmeksizin karşılama gücünden yoksun olan kişilerin de adli yardımdan yararlanmalarını icap edeceği- Haklılık koşulunun varlığı konusunda ise yaklaşık ispat ölçüsünde hâkimde bir kanaatin oluşması gerektiği- Talepte bulunan kişinin baştan açıkça haksız görülmüyor olması da, adli yardımın koşulu olan haklılığın ispatı için yeterli sayılabileceği- Geçici hukukî koruma taleplerinde de adli yardımdan yaralanılabileceği- Bazen dava açılmadan önce talep edilmesi gereken ihtiyatî haciz ve ihtiyatî tedbir gibi geçici hukukî korumalarda özellikle teminatların oldukça yüksek meblağlara ulaşabileceği göz önüne alındığında, bu teminatı ve diğer yargılama giderlerini ödemek zorunda kalacak olan kişilere, haklı oldukları yolunda hâkimde kanaat uyandırmaları hâlinde, adli yardım sayesinde, tüm giderlerden geçici olarak muafiyet tanınması, etkin bir hukukî korumanın gerçekleşmesine önemli ölçüde hizmet edeceği gerekçesiyle ve yine HMK'nun 85. maddesinde de benzer bir düzenleme bulunduğundan, adli yardım talebinin kabul edilmesi nedeni ile HMK'nun 335. maddesi uyarınca teminatın da adli yardım kapsamında olduğunun kabulünün gerektiği-
Uyuşmazlık, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshini, tapu iptal tescil ve menfi zararların tazmini istemlerine ilişkindir...

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.